Renksiz Hayaller

Arkasında Mahvolmuş Bir adam Bırakan Ölü Bir Kadın - 30.Bölüm

Evettt
Geldik 30.bölüme.
Iyisiyle, kötüsüyle yolu az da olsa yarılamış durumdayız )
Merak etmeyin final konuşması yapmayacağım.
Hikayede daha işlenecek çok konu var.
60 ı deviririz diyorum :))
Neyse..
Ben bu bölümü yaklaşık 4 ay önceden kurgulamıştım.
Harika bir bölüm oldu.
Umarım emeğimin karşılığını alırım.
Keyifli okumlar..

Selin

Tuvalet kapısının sertçe açılmasıyla kenetlenen dudaklarımız bir birinden ayrılıyor.
Görüş alanımıza giren şaşkın, bir o kadar da bozulmuş Yasemin'le bedenlerimiz ayrılırken bakışlarımı yere indiriyorum, Ali'nin göz ucuyla bana bakıp bıyık altından sırıtmasını yok sayarak.
Her ne kadar Yasemin'in bizi böyle görmesini içten içe kutlasam da, uygunsuz bir ortamda, uygunsuz bir pozisyonda olmamız hissettiğim bu zafer duygusunu bastırıyordu.
Üçümüz arasında, bakışlarla geçen sessiz diyaloğu Yasemin bozuyor.
"Ş-şey....be-ben tuvalete gelmişdim..pa-pardon.."diye lafı ağzında gevelerken Ali bölüyor onu, bana dönerek.
"Biz de aramızdaki ufak yanlış anlaşılmayı hallettik zaten, değil mi, birtanem?"
Elimi, Ali'nin dudaklarından anlaşıldığı üzere ruju dağılmış dudaklarıma götürerek kafamı sallamakla yetiniyorum.
"Ben senden özür dilerim, Selin."
Beklemediğim özür karşısında bakışlarımı Yasemin'inkilerle buluşturuyorum.
"Geçen haftaki olay...yani Ali'nin doğum gününde yaşananlar benim planım değildi. Tamamen habersizdim olacaklardan."
Sıkkınlıkla iç çekerek devam ediyor.
"Feryal teyze ayarlamış...ya-yani Ali ile benim için."diye cümlesini tamamladığında buna o kadar da şaşırmadığımı farkediyorum.
Ama Yasemin'in gözleri de pek masum olduğunu anlatmıyordu.
Bu kızdaki enerji nedense beni geriyordu.
"Ben içerideyim."diyerek yanımızdan ayrılırken tekrar yalnız kalıyoruz Ali ile.
"Bak gördün mü, yanlış anlamışsın."
"Bana o kızı savunma Ali."derken karnına bir tane geçirdiğimde iki büklüm kalarak kahakaha savuruyor, kısık bir şekilde.
Beni kendine çekerek belimden sıkıca tutuyor.
Dudaklarıma eğildiği sırada iki tane kadının paldır küldür içeri girmesiyle yaptığı hamle başarısız oluyor.
"Aa, terbiyesize bak, kadınlar tuvaletine girmiş bir de."
Kadınlar itiraz eder bir tonda ciyaklamaya başlarken Ali kıpkırmızı kesilerek tuvaletten dışarı fırlıyor.
Bu haline kıkırdarken aynanın karşısına geçerek bozulmuş hafif makyajımı tazelemeye başlıyorum.

*

Yasemin'in delici gözlerinin, Ali ile aramda mekik dokuduğu masada sessizlik hüküm sürüyordu.
Kadının dilinde ancak kadın anlar. Ne kadar kendini öyle göstermemeye çalışsada bu kız hâla Ali'den hoşlanıyordu.
Yasemin'in bakışlarından rahatsız olmuşcasına sesli nefes verdiğimde siparişleri getiren garsona sonsuza dek minnettar olabilirdim, bu boğucu atmosferi dağıttığı için.

Pipeti dudaklarımla buluşturup meyve suyunun ekşi tadını yudumlarken Yasemin bu sefer küçük, ela gözlerini parmağımdaki yüzüğe sabitlemişti.
Bakışlarındaki anlam veremediğim ifade yüzümü güldürürken nihayet gözlerini bana çeviriyor.
"Parmağındaki yüzük...Ali'nin mi hediyesi, Selin'ciğim."
Aklım, sorduğu sorunun saçmalığına takılırken bir anda Ali'nin masadaki elimi kavramasıyla ona dönüyorum.
Deniz gözleri, gözlerimde oyalanırken elimi dudaklarına götürerek sıcak buse konduruyor.
Gözlerindeki soğuk rengin aksine gözlerime, içimi ısıtır gibi bakarken benden izinsiz dudaklarım yukarı kıvrılıyor.
"Selin'e evlenme teklifi ettim."diyor bakışlarını benden ayıramazken.
Daha sonra Yasemin'e dönüyor heyecan barındındıran sesiyle.
"Evleniyoruz."
"NE?!"
Yasemin'in gereğinden fazla yüksek çıkan şaşkın nidası diğer masalardaki müşterilerin bakışlarını bize taraf çevirmelerine sebep olurken durumu toparlamaya çalışıyor, ses tonunu alçaldarak.
"Yani daha gençsiniz. Ne aceleniz var ki?"
Ali kolunun tekini omuzuma atarken göğüsüne sokuluyorum usulca.
"Yok ya, erken değil. Ben teklifimi ettim.."diyor kaşımın üstüne hafif öpücük armağan ederken.
"Aradaki gerginlikler bir durulsun hele."
Kolları arasındaki bedenimi kaçacakmışım gibi daha da sıklaştırırken yanağını kafama yaslıyor.
"Artık Selin'siz bir gün daha geçirmek istemiyorum."
Yasemin, bozulmuş mimikleriyle zorla gülümseme çabaları içindeyken ben gözlerimi kapatmış, Ali'nin boynundan yayılan tarifsiz kokuyla ciğerlerime bayram etmekle meşguldüm.