İlk öpücük

555 24 6
                                    

Haluk sabah olmuş ve İstanbul'a 2 haftalık zorunlu bir gidişi oldu, şirket işleri orda aksamasından dolayı.

Sabah güneşin evi zili çaldı otelden gelmiş bulunuyoruz, arabanızın anahtarı.

Güneş karportayı sağlam görünce , arabamı kim tamir etti diye sorunca?

Otel çalışanı: haluk Mertoğlu tarafından yapılmış, haluk müdür tarafından da size iletilmesi istedi.

Güneş: haluk müdürünüz niye getirmedi?

Çalışan: kendisi 2 haftalk istanbula gitmesi gerekiyormuş; ve şu anda İstanbul da.

Güneş: anladım,teşekkürler..!

Otel çalışanı orda uzaklaşınca haluku arar.

Çalışan: efendim kendisine dediklerinizi ilettim ve tamda sizin söylediklerinizi sordu.

Haluk: tamam..!


Bir hafta sonra: haluk 1 hafta gece gündüz demeden şirkette kalıyor, işleri bitirmek izmire geri gitmek için; en sonunda bitirmiş, 1 hafta boyunca güneş aklından çıkmıyordu.

Güneş 1 haftadır gözü haluku arıyor, sanki bi anda bir yerden karşına çıkacak gibi hissediyor.

Haluk işleri bitirdi, izmire dönüyordu,

Ve haluk izmir'deydi, haluk arkadaşının olan restoranta gitti, restorant; yemek , müzik , bar hepsin bir olduğu yerdi,

Haluk'un arkadaşlarıda ordaydı,

Haluk' ın arkadaşları; Mehmet , seda ve restorantın sahibi Dündar ; bunlar ayrıca çocukluk arkadaşı; ve hepsi bekar..!

Haluk: ooo bekarlar ekibi toplanmış, hemde bensiz..!

Dündar: haluk bey siz buralara uğrarmıydınız, artık ses çıkmıyor sizden; yoksa?

Haluk: yoksa! Ne?

Dündar: bilemiyoruz artık! İstanbulda çıttınız çıkmadı, başınız bağlı galiba..!

Haluk: siz bunları nerden çıkartıyorsunuz?

Mehmet: ooo haluk beyimiz inkar da etmiyor..!

Seda: gençler sohbetinize doyum olmuyor ancak şimdilik konu burdan kalsın işimi halledip geldikten sonra sorguya devam; bu arada haluk hiç kaçarın yok, kimmiş bu haluk beyimizin kalbine giren şanslı gizemli çok merak ediyorum..!

Haluk: Seda bari sen yapma, uyma bunlara..!

Seda: hade hade ben kaçtım.!

Meral Güneş'in okulda öğretmen arkadaşı, ve bu arada, birde Selçuk, melek hoca var bunlar yeni evli çiftimiz güneşin en yakın arkadaşlar hatta onların arasını yapan güneştir; onlarla kardeş gibiler.

Meral sedat sevgilisini arkadaşları tanıştıracak, güneş, çiftimiz Selçuk ve melek'le bunlar restoranta gittiler,

(Ve gittikleri restorant Haluk'un olduğu yer idi.)

Güneş ve arkadaşları yemek masasına oturdular, yemekler yediler.

güneş bara bakarken aralarında birisi tanıdık gördü haluktu o,

Güneş :içinden; ama onun burda ne işi var , İstanbul da olması gerek..!

Güneş aslında onu gördüğüne çok sevinmiş adeta içinde kelebekler uçmuştu; hayranlıkla bakarken arkadan Haluk'un yanına bir kadın geldi ve ona sarılıyordu..!

Güneş biraz önce içinde kelebekler uçan kadın gitti, adeta kalbine hançer saplanan bir kadın geldi; kalbi sanki ateş üstünde kavruluyordu..!

Güneş kendine telkinlerde bulunuyordu: sadece 1 gün vakit geçirdiğin bir adam o niye kendini kaptırdın o bir yabancı, tanımıyorsun sen onu tamam tamam, arkadaşlarınla keyfine bak, ve ona bakmayı bırak..!

Evet o kadın; Seda idi Haluk'un boynuna sarılmış.!

Seda: dökül bakalım haluk kaçarın yok kim o güzel, aklını başından alan..!

Haluk: hiç, inat etmeyin , çünkü birşey yok, valla yok..!

Güneş kıskançlıktan alkole verdi, arkadaşlarıyla, şişeler biri gidiyor diğeri getiriyor..!

Bunların masasında alkolün etkisiyle kahkaha tufanı kopuyor, bu arada güneş ve Selçuk hoca yan yana oturmuş; ve baya samimiler, dışardan bakınca ikisi arası birşey var zannedilecek.!


(Haluk, Mehmet ,Seda,Dündar barda oturuyor, ve güneş le aralarında 4 metre var)

Mehmet :kadına bakın çok güzel..!

Haluk: Mehmet yine kadınlara daldı, oğlum sen akıllanmazsın..!

Mehmet: ben ne yaptım! Ya! Kadın arada buraya bakıyor..!

Haluk: kimmiş o buraya bakan kadın,"diye döndü arkasına, gördüğü kişi güneşti"

Haluk bir yandan kendi arkadaşını ve bir yandan güneşin yanındaki Selçuk hocayı görünce önce şok olmuştu,

Güneş baya samimi idi yanındaki ile sinirden Haluk'un gözlerinden sanki ateş çıkıyordu.

Haluk'un ilk gazabına uğrayan kişi arkadaşı Mehmet'ti..!

Haluk: Mehmet önüne bak sana ne milletten..! Diye sert çıkıştı ona..!

Mehmet: tamam sakin ol..! Sen iyimisin haluk?

Haluk: önüne baksan iyi olacam..!

Mehmet: tamam. Dostum, beyez bayrak teslim..!

Seda: haluk tanıyormusun onu?

Haluk: ne alaka..! Tamam kapatın konuyu, içeçekler nerde kaldı.!

Haluk: barmen en sert olan olsun..!

Haluk arkadaşlar hade siz işinize bakın, beni burda yalnız bırakın..!

Seda: haluk..!

Haluk:ya gidin siz..!

Haluk arkadaşlarını zar zor olsada ikna etmişti..!

(Güneş halen haluka bakıyordu)

Güneş arkadaşlarına lavaboya gideceğini söyleyerek kalktı, güneş alkolün etkisiyle sallanarakta olsa lavabo ya gitmişti..!

Haluk güneşin kalktığı görünce oda peşinden gitti..!

(Haluk lavabo önünde güneşin çıkmasını bekliyordu, ve çıktı)

Haluk: güneş senin ne işin var burda..!

(Haluk'un sesi yüksek ve şiddetli çıkıyordu)

Güneş: sanane..! Sen kimsin..! Benden hesap soruyon..! Sa..na..ne?

( Güneş'te haluk tan pek farkı kalmamıştı)

Güneş sanane dedikten Haluk'un omzuna çarparak gidiyordu ki..

Haluk kolundan tutup kendine çekti..!

Haluk: beni sinir ediyorsun, çıldırtıyorsun fazla... Zorlama..!

Güneş:zorlarsam ne olur..?

"Haluk çıldırmak üzereydi"

(Ve güneş barut iken ateş le oynuyordu)

Haluk: öyle mi?

(Diyerek güneşi belinden kavrayıp dudaklarını güneşin dudaklarına kondurdu).

Güneşin elleri, Haluk'un göğsünün üstünden haluku iteliyor ama haluk dudaklarını bırakmıyor, tamamen güneşi kollarıyla kavramıştı..

Güneş yavaş yavaş Haluk'un göğsünün üstündeki eli boynuna ilerliyordu; Güneş'te haluka karşılık vermişti; yapbozun birleşmiş haline böründüler..!

Güneş ve ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin