Ateş "aşk" bacayı sarmış

430 22 15
                                    

Haluk yavaşça dudaklarını çekti)

(Haluk hade seni evine bırakayım)

Güneş: sen niye beni öptün..

Haluk:sen..de karşılık verdin..!daha sonra konuşuruz tamam mı? Seni evine bırakayım sarhoşsun ve geç oldu kızların seni merak eder..!

Güneş: kızlar okul gezisinde..! Ayrıca sanane sarhoşsam..!

Haluk: bak yine aynı şeyi yapıyorsun..!

Güneş:ne yapıyormuşum..?

Haluk: beni çıldırtmaya.. Çalışıyorsun..!

Güneş: tamam... Git o zaman..!

(Haluk: iç sesi ; git demek kolay  bir sor gide biliyormuyum..!)

Haluk: bu böyle olmayacak sanırım..!

(Güneş tam;ne olmayacak derken )

(Haluk onu kucağına aldı )

Haluk: demek güzellikten anlamıyorsun, bende senin anlayacağın dilden konuşurum..!

Güneş: indir..! Beni..! Haluk bırak..!

Haluk: eve gidiyoruz ..!zaten alıştım seni taşımaya..!

Güneş: haluk indirmessen.. Bağırırım..!

Haluk: bende öperim seni şimdi istediğin kadar bağır, ve İnan söylediğimi yaparım..!

Güneş: öyle mi? Beni korkutacağını mı? Zannediyorsun..!

(Güneş avazı çıktığı kadar bağırır; imdaaaat..)

Ordan geçen; restorantın sahibi Dündar bey sesi duyar, oraya bakarve gördüğü manzara, Haluk mu ooo ve kucağında kadın..

(Ve haluk dediğini yapar; tekrar  dudakları birleşmişti..)

(Ve Dündar bey  sesiyle dudaklar birbirinden ayrılır)

Dündar: ooo haluk bey  romantikliğinizi  restorantımın müşterilerini kaçırırak mı yapıyorsunuz..!

Haluk: Dündar..

Güneş: beyfendi.. Söyleyin haluk bozuntusuna... Beni bıraksın..!

Dündar: haluk ..  Bıraksana hanım efendiyi..!

Haluk:  Dündar sen karışma..!

Dündar: hım hassas mevzu..! Tamam , arka kapı müsait  ordan çıkart hanım efendiyi, arabanıda oraya getirtiriyorum..!

Haluk: teşekkür ederim dostum. Bu arada o masadan para almayın..!

Güneş: ya siz ne yapıyorsunuz..! Dündar  arkadaşınıza bişey söyleceğinize yardım ediyorsunuz..!

Dündar: yenge hanım;  şu an için size yardım edemem ama ilerde bana teşekkür edersiniz..! ;)

( malum Ateş "aşk" bacayı sarmış)

Haluk güneşi arabaya bindirdi, eve doğru.

Güneş: beni nereye götüryorsun, bu benim evin yolu değil..!

Haluk: sen sen sakinleştin mi?benim eve gidiyoruz, sen sarhoşsun seni öyle bırakamam..!

Haluk , güneş eve geldiler..!

Haluk: sana kahve getireyim, kendine gelirsin; biraz..!

Güneş: hayır kahve istemiyorum, uyumak istiyorum..!

Haluk: tamam, seni yatağa götüreyim.

(Haluk güneşi kendi yatağına götürdü)

Haluk:  ee evde kadın picaması yok, benimkilerle idare et..!

( haluk söylerken gülümsüyordu )

Güneş: ne yani.. Sen eve kadın getiiryormu? Evde tek erkek; sen ve kadın yokk, picaması da yok.

(Güneş sarhoşluğun etkisiyle konuşuyordu)

Haluk: hı hım yok, tek getirdiğim sensin..!

Güneş: alayım o picamayı, sende çık odadan..!

Haluk: benim odamdan beni kovuyorsun.. Tamam.. Tamam. Bende picamalarımı alayım, çıkıyorum.. Bu arada istediğin birşey varsa ben salondayım..!

(Haluk çıkar, Güneş'te arkasından şapşal diyerek gülümsedi)

(Haluk salonda bir türlü uyayamıyor) 

Haluk: acaba yanına gitsem mi? Sadece yatağın kenarında yatarım.. Zaten rahatsızlıkta vermem, ona dokunmam bile..!

(Haluk dayanmaz ve soluğu odada yatağın dibinde güneşin baş ucunda alır.)

Haluk: sen ne güzelsin,bana hissettiklerini hiç bir kadın hisettirmiyor, dudaklarını bırakmak istemiyordum ve bir ömür seni uyurken izleye bilirim; derken yavaş yavaş uykuya daldı..!

Güneş ve ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin