DC - 11. Bölüm

5.6K 316 18
                                    

Güzel ve derin bir uykudan uyandıktan sonra yarışa hazır olduğumu hissediyorum. Aras'ı yenmeyi istiyorum ama onun da beni yenmek istediğini biliyordum. 

Annemin daha yarıştan haberi yoktu. Olsa da izin vereceğini zannetmiyordum zaten. Ama ona hayatım boyunca hiç yalan söylememiştim ve söylemeyi de düşünmüyorum. Kahvaltıdan sonra annemin yanına gidip ona bu gün bir yarış olacağını ve benim de çoktan o yarışta olacağıma söz verdiğimi, habersiz bir şey yapmak istemediğimi söyledim. İlk başta kızıp sert bir dille o yarışa katılmayacağımı söylesede anneme yalvardım. Ben yalvarırken kapı çaldı, gelen kızlardı. En sonunda kızların da yardımıyla annemi ikna etmiştik ve hepimiz annemin üstüne atlayıp öptük.

Selen kendini menajerim yerine koymuştu. "Saat 17.00. Yarış 19.00'da. 17.30'da hazırlanmaya başlasan 18.30'da hazırsın. Yarım saatte zaten yarış yerine gideriz."

Ben Selen'e kaşlarımı kaldırmış bakarken o beni çoktan koltuktan kaldırıp yukarı giyinmeye çıkarmıştı bile. Ceren saçlarıma fön çekerken Cansu tırnaklarıma oje sürüyordu.

"Kızlar sizce de fazla abartmıyor musunuz? Sonuçta düğüne değil alt tarafı bir yarışa gidiyorum." dediğimde hepsi gözlerini devirdi ve Selen konuştu.

"Canım benim orada bir sürü yakışıklı, motorcu, tatlı çocuklar olacak. Biz senin doğallığını bozmayacak bir şey yapıyoruz sen bize karışma." dedi.

 Sabır dilercesine yukarı baktım. Benim işim bittiğinde saat 18.00'ı gösteriyordu.

"Selen hani buçukta biterdi?" diye sorduğumda kendini inceleyen gözlerini aynadan çekip bana baktı.

"Kalan yarım saatte bizim için bebeğim." Somurtarak ona baktım.

Nihayet yarım saat sonra hazırlardı. Ben motorla giderken kızlar da taksiyle arkamdan geliyordu.

 

Ve nihayet günlerdir beklenen yarış günü! 

Yarışın başlamasına 15 dakika vardı. Selen'in planı tam saati saatine tutmamıştı. Gözlerim Aras'ı arıyorken arkamdan seslendi.

"Derin!" Gülümseyerek bana bakıyordu. Aras'daki motor bana verdiği motorun aynısıydı. Abi kardeş aynı motoru almışlardı sanırım.

"Selam."

 Aynı şekilde karşılık verdi. "Selam. Güzel olmuşsun. Tam bir motorcu."

Şaşkınlıkla ona baktım. Neden olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Bana iltifat etmişti. Vay canına. O da dediğinin farkına sonradan varmış olmalı ki tuhaf bir şekilde bakmaya başladı. Onun bu haline gülmekle yetindim ve teşekkür ettim.

Aras'a karşıdan bir kız seslenince onun yanına gitmişti. 3 erkek 2 kız vardı. Bende tek kalmamak adına kızları aramaya kalktım fakat kızlar izleyicilerin arasında kaybolup gitmişti. Onları göremeyince bende telefonuma bakmaya başladım. Ardından hemen yanımda biri durdu. Bunu motorunun çıkarttığı sesten de kim olsa anlardı. Çok yakındı ve fazla ses çıkarmıştı.

Kim olduğuna bakmaya çalışıyordum fakat kafasındaki siyah kaskı buna izin vermiyordu.
Sonunda kaskı çıkarınca çocuğun yüzünü görebildim. Çocuğu tanımıyordum ama sempatikti.

"Selam ben Celil." Elini uzatmış şirin bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

"Derin." dedim elini sıkarak.

"İlk yarışın mı? Seni daha önce buralarda görmemiştim."

"Evet." dediğimde Celal'in yanına biri geldi ve kulağına bir şeyler söyleyip gitti. Celal çocuğun arkasından tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakarken bana döndü.

"Neyse benim gitmem gerek. Yarışta görüşürüz. İyi şanslar." dedi ve tuhaf bir gülümsemeyle gitti. O çocuk ona ne demişti? Merak bedenimi sararken Aras yanıma geldi.

"O şerefsizi nereden tanıyorsun?" Dişlerini sıkarak konuşması tedirgin olmama neden olurken sorusunu cevapladım.

"Tanımıyorum. Az önce yanıma geldi tanıştık."

"Sen seninle her tanışmak isteyen olduğunda tanışır mısın!" diye sesini yükseltti.

"Ne alaka ya?"

"O çocuktan uzak dur Derin."

"Allah Allah. O niyeymiş?" 

Derin bir nefes aldı. Sanırım sakinleşmeye çalışıyordu. "Sadece bir kere ya, bir kere bana soru sorma. Bir kere dediğimi yap."

Hayır yani bu çocuğu anlamakta çok zorlanıyorum. Madem konuşmamı istemiyorsun nedenini sorduğumda da cevaplayı ver bir zahmet.

Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım. "Aras hem çocukla konuşmamı istemiyorsun hem de sana nedenini sorduğumda bana açıklamak yerine atarlanıyorsun. Dur tahmin edeyim, tam da şu klasik sahnede miyiz yoksa? Kızın birlikte olduğu çocuğun sevmediği çocukla tanıştığı bölüm. Sonra kızın birlikte olduğu çocuk, kızı gelip uyarır ve o çocuğun çok tehlikeli olduğunu, bu yüzden de ondan uzak durmasını söyleyen sahnede miyiz?"

Aras boş gözlerle suratıma bakıyordu. Az önce dediklerimi kafasında tartar gibi bir hali vardı. En sonunda dediğimden bir şey anlamamış olacak ki "Ne?" dedi.

"Ne mi?" dedim ona tip tip bakarak.

"Çocuğu tanımıyorum zaten. Saçma sapan konuşup durma. Ki kiminle konuşup konuşmayacağım senin kararına kalmadı."

"Saçma sapan konuşmuyorum. Sadece hoşuma gitmeyen birkaç şey yaptı. Yoksa istediğinle konuş bundan bana ne."

Gözlerimi devirdim, "Sağol ya çok düşüncelisin." 

"Sadece uyarıyorum. Böyle yapma Derin. Bir şey diyorsam bu senin iyiliğin içindir kötülüğün için değil"

Sakinliği karşısında şaşırsam da peki demekle yetindim. Ardından anonsun sesi duyuldu. 

"Bütün yarışçıların motorlarıyla birlikte pistteki yerlerine gelmesi rica olunur. Yarışa son 2 dakika!"

"Yenilmene son 2 dakika Akar."

D/C ? (Şişe Çevirmece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin