Merhaba canlarım. Yazın şehir dışında olduğumdan dolayı yb sık gelemiyor, bu yüzden sizden özür diliyorum. Yaz için konuşmak gerekirse sürekli sık sık bölüm atamayacağım. Hatta sezon finali gibi bir şey yapsam mı diye düşündüm ama üç ay hiç yazmamaktansa az da olsa arada atmak hiç yoktan iyidir diye düşündüm.
Okuyan, yorum yapan, beğenen her bir okurumun yanaklarından kocaman öpüyorum.
Riverdale dizisinden yaptığım yeni tanıtım videomuzu izleyip beğenmeyen kaldı mı?
Tahminlerinizi bölümün sonunda alacağım. İyi okumalar.
*****
Bizi nezarethaneden çıkartıp avukatla konuşmamız için bir odaya almışlardı. Bıyıklı ve kirli sakallı bir adam gelmişti. Ben devletin yönlendirdiği bir avukat olduğunu düşünürken adam Aras'ın abisinin yakın arkadaşlarındanmış.
"Hala akıllanmıyorsun lan değil mi?" diye gülerek Aras'ın omzuna vurunca sessizce gülüşmelerini izledim.
"Abin biliyor mu burada olduğunu?"
"Yok abi söylemedim. Gerek de yok zaten çok durmayacağız."
Olayı anlatmamızı istedikten sonra Aras fazla detaya girmeden her şeyi anlattı fakat bir olaya dahil olmadan duramayan ben burada da susacak değildim herhalde. Yanlış anlaşılmayla beraber her şeyi anlattım ve Aras'ın cebi neyse ama cüzdanında da bulunduğunu, bu onu gerçekten suçlu gibi gösterir mi diye endişelendiğimi söylemeden edemedim.
"Derin cidden buna inanacak kadar salak olamazsın değil mi?"
"Düzgün konuş ağzını kırarım." Aptal.
"Bir şekilde koymuşlar, bilmiyorum. Kullanmıyorum, yemin ederim."
"Nasıl koyduklarına dair herhangi bir fikrin var mı?" diye sorunca avukata döndü.
"Bilmiyorum."
Ardından aklına bir fikir gelmiş gibi gözlerini açtı.
"Ben çocuğu eğilip yumruklarken cebimden birisi alıp koymuşsa? Bu işle uğraşıyorlarsa ne gibi durumlarda suçlu gözükeceğimizi de biliyorlardır."
"Ot falan kullandınız mı hiç?"
"Evet ama orada değil. Bugün kimse kullanmadı."
"Eminsin değil mi?"
"Eminim."
"Tamam o zaman ben bir konuşayım hem mekanın kameralarına hem de hepinize, dışarıda bekleyen arkadaşlarınız dahil, test yaptırayım. Kimsede kullandığına dair bir şey çıkmazsa masum olduğunuza inanırlar."
Aklıma Selen'in gelmesiyle ellerimi birbirine vurdum.
"Olmaz."
İkisinin de bana dönmesiyle birlikte ne diyeceğimi düşünürken aklıma gelen en yaratıcı(!) bahaneyi söyledim.
"Ben belki içmiş olabilirim, bilmiyorum, hatırlamıyorum ama risk alamayız. Başka bir yolu olmalı. Sadece kamera kayıtları yeterli olmaz mı?"
"Hem içtiğinizi hem de ticaretini yaptığınızı düşünüyorlar. İhbar de edilmişsiniz ayrıca."
"Planlı yapılmış bir şey olabilir mi?" dediğimde Aras da gözlerini masaya sabitlemiş bir şekilde konuştu.
"Evet. Uluç yapmış olabilir. Ulan... Bunu ben nasıl düşünemedim. Şerefsiz."
Dişlerini sıkarken karşısındaki defterine not alıyordu.
"Uluç kim çocuklar?"
"Peze-" Aras'ın terbiyesizleşmemesi adına ağzını kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D/C ? (Şişe Çevirmece)
ActionBir grup genç arkadaş çocukların oynadığı bir oyunu oynamaya karar verirken başlarına gelecekleri bilselerdi hiç oynamamayı tercih ederlerdi. Kurallara uyulmadığında ne oluyordu? "Anlamıyorsun! Çocukların oynadığı bir oyundu bu.Hayatımızı değiştiren...