DC - 1. Bölüm

20.2K 510 541
                                    

Hoş geldin! Bunu çok geç buraya koyacağım ama yeni okurlarım yazar diye düşündüm.Okumaya başladığın tarihi buraya bırakabilirsin. İyi okumalar! :)

*****

Parti'nin 2 gün sonra olduğunu hatırladığımda direkt yataktan kalktım. Uçtum desek daha doğru olur aslında. Aras Kaya'nın partisine gidecektim. Bilmeyenler için açıklayayım: Lise başladığından beri her yıl kendi imkanlarıyla düzenlediği bir parti. Okulla bir alakası yok ama gidenlerin hepsi bizim okuldan oluyor genelde. Aras'ın partilerini hep duymuşumdur ama maalesef 3 yıldır ne zaman parti yaklaşsa ya hasta oluyorum ya da burada olmuyoruz.

Okula gitmek için her zamanki gibi kıyafet seçerken ne giysem diye düşünüyordum. Ah tanrım! Giyecek hiçbir şeyim yok. Kesin 'giyecek bir sürü şeyi var ama klasik biz kızlar' dediğinizi duyar gibiyim. Yok, ne yapayım.

Bu durum canımı sıkarken parti için elbisem olmadığı aklıma geldi ve bunu hemen halletmem lazım. İşlerini son güne bırakmayı sevenlerden değilim. Ki 2 gün önceden kıyafet alıyorum bakın. Ki unutmadım. Peeh, ben mi ? Ben unutmam canım. Bu yüzden okul çıkışı alışverişe gidecektim. 

Ailecek kahvaltı ettikten sonra evden çıktık. Hava yağmurluydu. Bu da  yürüyemeyeceğim ve babamla gideceğim anlamına geliyordu.

Babamla okula doğru giderken kızlara bu sabah babamın beni okula bıraktığını ve onları alamayacağım yazdım. Evimizle okul yakındı o yüzden yürüyerek gidiyordum.

Okula geldiğimde bahçede Aras'ı gördüm. Yine arkadaşlarıylaydı. Okulda tanınan ve aynı zamanda çevresi geniş biri. Bahçede ona bakarak giderken biriyle çarpışınca bakışlarımı karşımdakine çevirdim. Bu Anıl'dı. 

"Önüne bak bücür." Bana bücür demesini hiç sevmiyorum. İyi biriydi ama beni sinir etme konusunda çok daha iyiydi. 

"Bana bücür diyene bak." Omuz atıp yürümeye devam ettim.

 Sınıfa girdiğimde Ceren ve Selen'in yanına gitmiştim. Yakın arkadaşlarımdan biriydiler. Bir de Cansu vardı zaten ama bu gün okula gelmemişti. Son anda sınıfa girmemle hocanın gelmesi bir olmuştu. Çok şükür bugün de geç kalmadık.

Teneffüs olunca direkt ikizlerin masasına oturdum. 

"Ceren aşkım ve Selen aşkım ben acıktım. Hadi kantine gidelim" 

İkisi de beni onaylayınca aşağı inmeye başladık. Aras kantinde mi diye etrafta gözlerimi gezdirirken en ön sırada olduğunu gördüm. 

Suyunu alıp yanımdan geçtiğinde burnuma çok güzel parfüm kokusu geldi. Parfümü çok güzeldi.Hayatım boyunca erkek parfümü kullandığım için çok dikkat ederdim böyle şeylere.  Sert, ağır bir koku değildi. Yumuşak ve yanından hızlı geçmesine rağmen arkanı döndürüp parfümü ne acaba dedirtecek cinstendi. Ben böyle düşünürken sıra bize gelmişti bile.

 Ceren ellerini ovalayıp aralıksız konuşmaya başlamıştı bile. 

"Bize 3 ice tea, 3 çikolata, 3 balık kraker, 3 su, 3 tost ve 1 büyük bo-" 

"Sadece 3 tost ve 3 ice tea Nurşen teyze" dedim ve Ceren'in ağzındaki elimi çektim. 

Selen ikizine şok olmuş bir şekilde bakarken "O kadar şeyi neremize yiyecektik Ceren?" diye sorunca Ceren de "Hep böyle diyorsun ama en çok sen yiyorsun. Dana." diyerek havalı bi şekilde masaya oturmaya gidiyordu. Doğrusu gitmeye çalıştı diyelim. Bizde Selen'le arkasından Ceren'e alayla bakarken kendini kuul sanan arkadaşım yere düştü. Ama önemli olan kuul olmak değil kul olmaktır arkdşlr.

Ceren'in düşüşüne kahkaha atıp onun yanına giderken o ise bize sinirli bir bakış atıp yerine oturdu. 

"Ceren yesene tostunu." dediğimde ise bir bana bir de tosta baktı ve ardından "İstemiyorum yiyin siz." dedi. 

D/C ? (Şişe Çevirmece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin