Güne güneşin yüzüme vurmasıyla başladım. Bugün çok işimiz var. Gerçi az çok ne olduğunu biliyorsunuz. Aras ve Bensu'yla hipodromda yarışacak ardından gay cluba gidecektik. Biliyorum ikinciyi söylerken biraz tuhaf kaçıyor ama ne yapabilirim benim elimde olan bir şey değil. İsteyerek yaptığım ise hiç değil.
Hazırlanıp aşağı diğerlerinin yanına indiğimde hepsi kahvaltılarını almış yiyorlardı. Tabağıma yiyecekleri aldıktan sonra Bensu'lar geldi. Üstüne beyaz ince askılı, altına siyah şort ve uzun siyah çorap giymişti. Ben mi? Bense üstüme kahverengi kısa kollu bir tişört ve altıma siyah tayt giymiştim. Hava güneşli olsa da şort giyilecek zaman değildi. Aras'ın ne giydiğine bakmak için kafamı çevirdiğimde siyah tişört ve siyah eşofman altı giydiğini gördüm.
"Kahvaltılar bittiğine göre gidelim mi hanımlar? Hazır enerjimiz hala yerindeyken." diye konuşan Anıl'a Bensu başını sallayarak ayağa kalktı.
"Umarım o taytın yırtılmaz."
"Boş yapma." Allahım bu kızı sen elime düşürme yarabbi diyerek sabır çektikten sonra yola koyulmak üzere yerimden kalktım.
"Sesi duyduğunuz zaman başlayacaksınız. Unutmayın, atları birbirine çok yaklaştırırsanız tehdit sezer ve sizi yere atar. Kızdırırsanız üstüne de basabili..."
Bensu'nun "Tamam Kuzey bunları zaten herkes biliyor, geç şunları." dediğinde
"Hayır ben bilmiyorum, devam et." dedim.
"Ooo ben de karşımızdakini rakipten sayıyorum Aras. En başında bunu deseydi hiç dahil olmazdım." Sabrını sınamaya çalışıyor sadece, sakin ol güzel kızım.
Aras "Bunları bilmiyor olması sürmeyi bilmediği anlamına gelmiyor." dedi bana bakarak.
"Ne istiyorsun? Kazandığımda ağlarsan tekrar yarışmam ama haberin olsun." Gülerek kıza baktım.
O da kahkaha atıp "Onu göreceğiz. Sen kazanırsam ne yapacaksın bana onu söyle?" dediğinde yüzüne boş boş baktım.
"Ne diyorsun?"
"Diyorum ki, dün söyleyip durdun ya boşuna yarışmam ben diye. Bu iddianın kazananına ne ödül vereceksin."
"Ne istiyorsun?"
"Bunu sonraya saklamak istiyorum."
"Pekala, sen nasıl istersen. Ağlamanı görmek için ve dediğimi yapman için sabırsızlanıyorum."
"Sen mi ben mi Derin'cim."
"Kızlar bu sadece sizin aranızda olan bir yarış değil biliyorsunuz değil mi? Ben de varım ya hani. O yüzden o isteklere beni de dahil ederseniz sevinirim." Aras'a gözlerimi devirdim.
Bensu gülerek karşılık verdi. "Sen unutulur musun?"
Bu kızı çok uzun zamandan beri tanımıyorum. Daha önce elbette görmüştüm aynı dans kulübündeydik. Hepsi bu. Asıl tanışmamız o partide olmuştu. Gerçi ona tanışma denir mi bilmiyorum. Dans pistine çıktığımdan beri aynı tutum ve davranışları sergiliyordu. Kafaya takıyor muyum? Hayır takmıyorum demek istesem bile bunun doğru olmadığını içten içe biliyorum. Gerçeklerle yüzleşmem gerektiğinin farkındayım ama kafamı kurcalayan çok soru var. Mesela neden? Ben bu kıza ne yaptım da bana karşı bu kadar nefret doldu? Bazı zamanlar düşündüğüm olmuyor değil. Canımı sıkmaması gerektiği halde neden bu kadar canımı sıkıyor bilmiyorum. Ne yapmalıyım? Bu kadar kötü niyeti hak ettiğimi düşünmüyorum veya tip tip bakılmasını. O kızla muhatap bile olmak istemiyorum aslında. Hiç görmemek istiyorum. Gitsin ne hali varsa görsün istiyorum ama olmuyor. Her dakika görüyorum ve sürekli birbirimize kötü bakışlar atmaktan, alaylı bakmaktan, sert bakmaktan yoruldum. Ben bu değilim. Bu tarz şeyleri de sevmem zaten. Her zaman sevgiyi ve iyiliği savunan biriyim ama bazı insanlar o kadar kötü ki sen ne kadar iyi olursan ol onlar olmaz. Onlar senin nefretini dahi hak etmezler ama sen kendini yırtarsın. Ne uğruna? Hiç tanımadığın bu kızı neden kafana bu kadar çok takıyorsun Derin? Olan sadece sana olmuyor mu bunu düşündüğün müddetçe. Senin hayatında yer etmemiş biri için bunları bu kadar fazla düşünmek fazla değil mi sence de?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D/C ? (Şişe Çevirmece)
ActionBir grup genç arkadaş çocukların oynadığı bir oyunu oynamaya karar verirken başlarına gelecekleri bilselerdi hiç oynamamayı tercih ederlerdi. Kurallara uyulmadığında ne oluyordu? "Anlamıyorsun! Çocukların oynadığı bir oyundu bu.Hayatımızı değiştiren...