DC - 21. Bölüm

4.6K 257 8
                                    

Başlamadan önce Elazığ'da olan depremden dolayı depremzedelere ve milletimize geçmiş olsun. Yüreğimiz sizinle. Umarım ki her şey en kısa sürede hallolur... Çok üzgünüm. Dualarımız sizinle. Bundan ders çıkarmalı ve bir an önce bütün ülke olaraktan önlemlerimizi almalıyız.

*****

 Özgür'ün kusması tekrardan başlayınca Duru'nun planları(mız!) askıya alındı. Hep birlikte otelin küçük revirinde serumun etkisini göstermesini bekliyorduk. Revirde görevli orta yaşlarında olduğu yüzündeki kırışıklardan anlaşılan kadın içeriye girdi. Biraz fazla kalabalık olduğumuzu görünce gözleri büyüdü.

"Ah gençler, arkadaşınızın yanında olmanız çok güzel ama gördüğünüz gibi burası küçük bir oda. Sadece bir kişinin arkadaşınızın yanında kalması yeterli olacaktır." dedi. Aras, Özgür'ün yanındaki sandalyeye oturacakken Ceren koluna dokundu. "Sanırım kalması gereken kişi benim. Böyle olması benim suçum. Siz gidin." Kendini suçlu hissettiği gözlerinden okunabiliyordu. Ama bu suçluluk hissi normalden fazla gibiydi. Yoksa değil miydi? Şu an bunu kafamda tartışmak istemiyorum.

Odaya gitmeden önce deniz kenarındaki cafeye oturduk. Selen'in kulağına eğilip düşündüğüm ama doğru olmamasını istediğim soruyu sordum. Bakışlarını bana çevirip gözlerini pörtletti.

"Yok artık. Saçmalama istersen. Ceren ve Özgür? Hele ilk oyunu oynadığımızda seni alıp havuza atması..." İçeceğini eline alıp ağzına götürdü, içerken bunun olma ihtimalini düşündüğünü biliyordum.

"Yok, yok öyle bir şey değil. Ceren'i biliyorsun. Her zamanki gibi kendini sorumlu tutuyor bu işlerden." Bir yandan haklı olabilirdi çünkü Ceren her zaman böyleydi. Bir yandan da duygularını her zaman içinde yaşadığını bildiğim için tedirgin oluyordum.

"Her neyse, olursa da buna karşı çıkmanı istemem çünkü Özgür'ün değiştiğini görebiliyorum. Ve o gün yaptıklarıyla içkili olduğunu da unutmayalım."

Aras elindeki boş birayı masaya koyup çevirirken gözlerimi kısarak ona baktım. Ve konuşmak için ağzımı açtım.

"Herkesin burda olması gerekmiyor muydu? Kağıtlarda da öyle yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam." dediğimde bana yarım ağız gülümsedi.

"Keşke daha iyi okusaydın b..." dediğinde Bensu araya girdi.

"Zaten herkes burada. Etrafına daha iyi bakarsan geldiklerini göreceksin." diyerek sohbet eden Ceren, Özgür ve Anıl üçlüsünü gösterdi. Cansu ve Selen'le nasıl sohbete daldıysak geldiklerine dair hiçbir ses duymamıştım.

"Evvvvet! İkiz, ikize karşı. Söyle bakalım Selen hangisi?" diyen Güney'e baktım, ardından da şişeye.

"Cesaret." dediğinde yine araya girdim.

"Bence biz burdaki D'yi kaldırsak ya? Sonuçta kimse demiyor kendimizi de kandırmasak hani? Söyleyemeyeceksem ne anlamı var şişe çevirmece oynamanın." dediğimde tekrar ağzımı açacaktım ki herkes bana bezmiş bir şekilde bakınca susmam gerektiğini anladım. Sanırım bu oyunu oynarken her şeyden şikayet ediyordum. Tamam artık etmemeye çalışacağım. Neyse der gibi omzumu silkince bakışlar tekrar onlara döndü.

Güney bir süre düşündükten sonra aklına dahice bir şey gelmiş gibi yapıp güldü. Hayır... Bu gülüşü sevmiyorum. Ne geliyorsa şu gülüşler yüzünden geliyor başımıza.

"Kızmak yok ama." dediğinde Selen güldü "Tamam hadi söyle yapacağım zaten her türlü."

"Altında bikinilerinde var hazır. Benimle birlikte şu jet skileri kaçıracaksın ve güzel bir yarış sizi bekler efendim."

D/C ? (Şişe Çevirmece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin