"Derin? Ne işin var senin burada!"
"Anne..."
Ağlamam daha da şiddetlendi. Onları burada görmek içimi sızlatsa da iki adım ileri, iki adım geri gitmekten başka hiçbir şey yapamıyordum.
Hayatımda hiç burada olacağımı, annemlerin benim çıkarmak için buraya geleceğini asla düşünmezdim. Çünkü biliyorsunuz, önceki hayatım fazlasıyla sıradan, normal ve sıkıcıydı. Her günüm öncekiler gibi aynı, hiçbir farkı yoktu. Normalde sıradanlığı severim ama üç-beş yıl değil de on sekiz yıldır böyle olduğu için sıkılmamı mazur görün.
Yandan Aras'ın sesi geldi.
"Sakin ol biraz, geçecek."
"Kes sesini!" Bağırmama engel olamadım.
"Ne oluyor?"
Parmaklıkların ardından elimi tutan anneme gözyaşlarım arasından baktım.
"Özür dilerim."
Şu an o kadar aciz bir durumdaydım ki kendimden utanıyorum.
Her şey üç saat önce o bara gitmemizle başladı. Hiç hatırlamak istemesem de o anlara geri dönelim.
Üç saat önce:
"Ben cesaret diyorum."
"Ben de!"
"Ben de!"
"Tamam o zaman ben de."
"Hayır oyun öyle işlemiyor. Bir kişinin görev için cevap vermesi gerek. Hepiniz mi sarhoşsunuz ya." diye somurtan Aras'a gülerek cevap verdim. "Yoo, ben değilim."
"Sahiden mi Akar? Bence gayet de öylesin." diyerek koltukta yayılmış olan diğer arkadaşlarımızı gösterdi. Benim de istediğim beni biraz da olsa çakır olarak görmen zaten Kaya.
"Sen öyle san. Ezik." diyerek aslında Emir'e sorduğu ama herkesten cevap aldığı şişeyi kaldırıp salladım.
"Tamam o zaman sana soruyorum. Doğruluk mu Cesaret mi?"
"Tamam o zaman ben sana soruyorum. Doğruluk mu Cesaret mi?"
"Derin ben sordum."
"Aras ben sordum."
"Hiç oyunu kurallarına göre oynamıyorsun." dediğinde omzumu silktim.
"Sen de."
"Hey! Bu oyun benim. Kurallar da öyle." diyerek göz kırptığında ona dil çıkardım.
"Oyunu senin başlatman, senin oyunun olduğu anlamına gelmez."
Dediğimin mantıklı olduğu kanısına varmış olacak ki tek kaşını hafifçe kaldırarak başını salladı.
"Belki."
"Hadi söyle." dediğimde anlamazdan gelerek "Neyi?" dedi.
İyi numara ama yemezler canım.
"Tamam bak gerçekten şişeyi çevireceğim. Şişenin ucu kime daha yakın duruyorsa ya da kimin tarafını gösteriyorsa o cevaplayacak. Anlaştık mı?"
"Tamam." deyip elimde tuttuğum şişeyi alıp çevirdi. Şişe dönerken ona odaklandım. O ise sadece şişeye odaklanmış bakıyordu. Gereğinden fazla dikkatliydi. Mimiklerini dahi oynatmıyordu. Bu durumla kaçtır karşılaşıyorum. Değişik geliyor-
"Bak! Cevapla bakalım."
Şişenin bir ucu beni, diğer ucu da tam olarak onu gösteriyordu. O kadar ihtimal arasından gerçekten de böyle gelmesi çok tuhafıma gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D/C ? (Şişe Çevirmece)
AcciónBir grup genç arkadaş çocukların oynadığı bir oyunu oynamaya karar verirken başlarına gelecekleri bilselerdi hiç oynamamayı tercih ederlerdi. Kurallara uyulmadığında ne oluyordu? "Anlamıyorsun! Çocukların oynadığı bir oyundu bu.Hayatımızı değiştiren...