DC - 39. Bölüm

1.5K 128 224
                                    

Kısa bir özet:

Derin ve arkadaşları, gittikleri bir mekanda tartışma çıkmasından dolayı kavgaya karışırlar. Herkes kaçmayı başarır fakat Aras ve Derin'in kötü maddeler sattığı öne sürüldüğü için soluğu nezarethanede alırken Aras'ın abisinin avukat arkadaşı onları kurtarmak için yanlarına gelir. Belirli bir süre bekledikten sonra ellerinde yeteri kadar kanıt olmadığı için onları salmak zorunda kalırlar. Bu durum şaşırtıcı derecede Derin'in bakış açısından iyi bir şey gibi gözüktü, hayatında yaşamadığı hisleri ilk defa yaşaması ona çok farklı tecrübeler kazandırdığını düşünüyordu. Derin'in ailesi ondan şüphe duydukları için üzülüp ondan özür dilemişti. Ertesi gün ise bir şey olmuş ama hiçbir şey olmamış gibi davranan genç arkadaşlar oyunlarına devam ediyordu. Derin, Kuzey'den yat partisi vermesini istedi. Böylelikle Aras'ın hakkında bilmediği ne varsa o gün öğrenebileceğini düşünüyordu. Peki... Öğrenecek miydi?

*****

"Beni bu kadar masrafa sokmaya değer miydi?" 

Elinde kiraladığımız tekneye vereceği paraları tutan Kuzey'e şirin gülümsememle baktım. 

"Ne yapayım okul hiçbir etkinlik yapmıyor. Biz de kendi eğlencemizi kendimiz yaratırız."

Somurttu. "Benim paramla." Sanki hiç zengin değillermiş gibi konuşmaz mı bir de...

"Ne yapayım cesaret demeseydin sen de o zaman."

Dilini çıkartıp teknenin sahibine doğru yürürken ben de yüzümü denize çevirdim. Mavi insana huzur veriyor.

Tekneyi tutma işlemini da hallettikten sonra eve gitmek için yola koyulduk. Malum bugün cumartesi ve akşama çok güzel bir gece olacak. Bunu hissedebiliyorum.

Eve geldikten sonra biraz uyumayı düşünmedim diyemem ama annemin ev temizlerken toz almayı bana kitlemeyi sevdiğinden uyuyamadım. 

"Derin şu çerçeveleri de sildin mi?" Televizyon ünitesinin yanında duran çerçevelere baktım.

"Evet."

Mutfaktan çıkıp karşıma geçti. Ardından yavaş yavaş çerçevelere ilerlerken gözlerimi kapattım. İşte geliyor...

"Derin! Hani silmiştin. Bu nasıl silmek? Düzgün sil şunları." diyerek elime tutuşturduğu çerçeveye bakarak nefesimi dışarı verdim. Bir kere de yaptığım işe bakma be kadın.

"Ofladığını duymayacağım bir daha." Heh! O sert ses tonunu da işiteyim aman ne güzel.

Nihayet evin he yerini silip süpürdükten sonra odama geçtim. Akşama daha çok vardı bu yüzden sıcak bir duştan sonra yapılacak en güzel şey... Hadi bu kısmı size bırakıyorum. Sizce nedir? Derin Akar'ı kim ne kadar iyi tanıyor bakalım.

Ne dedin, uyumak mı? Elbette! Sen mükemmel bir detaysın. Elbette ki en güzel şey uyumaktır. 

- Geç kalmamak için kurduğum alarmın çalmasıyla gözlerimi araladım.

Sandalyemin üstüne koyduğum siyah askılı elbisemi üstüme giydikten sonra aynadan kendime baktım. Sade ve şık her zaman favorimdir. Makyajımı da yaptıktan sonra  gitmeye hazırdım. 

Telefonum çalınca Emir'in taksiyle aşağıda olduğunu anlayıp hiç bakma gereği duymadan aşağı indim fakat dışarı çıktığımda arabada oturan kişiyle göz göze gelince çatık kaşlarla güldüm.

"Senin ne işin var burada?"

"Birlikte gideceğiz diye konuşmamış mıydık?" dediğinde sorduğu soruya inanamadım.

D/C ? (Şişe Çevirmece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin