DC - 42. Bölüm

1K 79 43
                                    

Nice mutlu yıllara güzel ailem! Umarım 2021 hepimiz için çok güzel geçer. Diğer kitabımda bununla ilgili bir şeyler yazmıştım isterseniz bakabilirsiniz. Her zaman pozitif düşünün lütfen. Kocaman öpüyorum! Yorumlarınızı ve oylarınızı unutmayın :)

*****

"Neden en sevdiğin renk kırmızı Kaya? Neden her şeyin kırmızı? Neden intihara kalkıştın? Neden bir yalanın içinde yaşıyorum? Sen nesin ve bana neyi ne zaman söylemeyi düşünüyorsun?" 

"Sen..." Lafının devamını getirmeden "Ben... Bu lafların hepsini nasıl hatırlıyorum değil mi? Uluç'un yaptığı, dediği, dokunduğu her şeyi hatırlıyorum Aras. En önemlisi de ne biliyor musun? Hepsinin senin başının altından çıkması. Keşke bu yaşadıklarımız şaka değil de gerçek olsaydı. Şaka yaptığından şüphelenip sana sormuştum çünkü! Anıl'ın adamlarının oraya gelip bizi kurtarması, donuna sakladığın telefonun fark edilmemesi... Bir noktada mantıksız, bir o kadar da ilginç ve alışılmadık derecede mantıklı gelmişti ama normal olmayan bir şeyler vardı." dedim.

"Sandığın kadar saf ve salak değilim Aras." dediğimde kaskatı kesilen suratı, bembeyaz olmuştu.

"Şimdi tekrar sordurtmadan cevapla sorularımı. Ki ne sorduğumu benden daha iyi bildiğini biliyorum o yüzden hiç saf ayaklarına yatma."

"Saçma sapan şeyler yaptım geçmişimi açma demiştim sana ve her fırsatta ona getiriyorsun ama yeter bıktım bunu sormandan." Oturduğu yerde dikleşerek gözlerime kitlendi.

"İlk olarak kırmızıyı seviyorum. Kalkıştım çünkü yaşama değer vermiyordum. Seni bir yalanın içinde yaşatmıyorum her şeyi biliyorsun, gördün. Ben bir manyağım ve sana bunları asla söylemeyi düşünmüyordum." Sorduğum bütün soruları teker teker cevaplamıştı. Hem de sırasıyla.

"Unutmadan söyleyeyim. Psikolojik sıkıntılar çektiğimden, psikologlara gittiğimden de bahsetmişti. Onların arasında öfke problemi de var. Sen unuttuysan da hatırlatayım."

Neydi bu şimdi? Neyi kanıtlamaya çalışıyordu ya da hem suçlu hem güçlü moduna mı girivermişti.

"Bu havalar ne? Hayırdır koçum ne oluyoruz ne hakla benimle bu şekilde konuşuyorsun. Haklı mısın bu şekilde konuşmakta? Ben kaçırttım çünkü değil mi amına koyduğum!"

O kadar şeyden sonra bu küfürü hak etmişti. Ne demişler bir geldi mi gitmek bilmez diye. A'yla başladık Z'yle bitirdik. Bildiğim bütün küfürleri yüzüne bağırarak söyledikten sonra az da olsa biraz rahatlamıştım. Küfür etmek gerçekten de rahatlatıyor özellikle karşındaki mal gibi kalınca daha bir zevkli oluyormuş.

"Sen benim hayatımın içine ettin bildiğin. Asla unutamayacağım şeyler yaşattın bana aptal yavşak. Bir daha seni görmek istemiyorum. Oyundan da çıkıyorum tamam mı. O aptal gibi imzalattığın kağıdı da yarın getirip gözümün önünde yırtacaksın. Şimdi defol git buradan."

Güldü. Dediğim şeyler komiğine gitmiş gibi.

"Tamam." dedikten sonra yüzündeki sırıtış eşliğinde aşağı indi.

İtiraf etmeliyim ki beklediğim böyle bir tepki değildi. Klasik Aras ve Derin her zaman kavga ederdi özellikle bu kavgaların nedeni oyun ve o salağın uydurduğu kurallar yüzünden olurdu.

Bana çok değer veriyorsun, gözüme girmek için bizi kaçırttırıyorsun ama ben oyundan çıkmak istediğimde her zaman ortalığı kopartan sen şu an sadece tamam deyip arkanı dönüyorsun. Ne yani bir anda sendeki değerimin bittiğini mi anlamalıyım? Açıkçası şu an ne anlamam gerektiğini bile bilmiyorum. Belki de sadece kavga etmemek için öyle dedi, yarın özür dileyip çıkmamama uğraşacak.

D/C ? (Şişe Çevirmece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin