Yaptığınızın her zaman bir anlamı olmak zorunda mıdır? Benim için öyle. Yaptığım ve yapacağım her şeyin bir anlamı olmak zorunda. Düşünmeden hareket etmem. Acaba ne düşünürler diye düşünmeden edemem. Kırılırlar mı, bu onları üzer mi, ne gibi etkileri olur diye sorarım hep kendime. Kafamın içinde düşünceler dönüp durur. Yalan asla söylemem, söyleyemem. İçim rahat etmez bir kere. Ben böyleyken diğer insanlar neden kendilerinden başka hiç kimseyi umursamıyor. Tek düşündükleri kendi çıkarları olan bencil varlıklar.
"Gitme."
Evin önünde taksinin gelmesini bekliyordum. Kimseye görünmeden dışarı çıkmıştım. Şu an bununla uğraşmak istemiyorum. Güçsüz çıkan sesini umursamadan önüme bakmaya devam ettim.
"Derin gitme." Yapma.
"Sus."
"İzin ver açıklayayım."
"Ne hakla bana açıklama yapacaksın? Sen kendini ne sanıyorsun bilmiyorum ama-"
"Kağıt burada. Al oku."
"Bütün kuralların sende olduğunu, neyi ne zaman nerede ve nasıl yapacağımızın sana bağlı olduğunu yazan kağıdı mı? Sağ ol, kalsın."
"Sarhoşsun sen. Kafayı yemişsin."
Sinirle arkamı dönüp ona doğru yürüdüm. Omuzlarından var gücümle ittirdim.
"Ne dedin? Ne dedin sen!"
Dişlerinin arasından konuştu. "Derin kendine gel."
"Gelmiyorum lan. Bundan sonra adımı ağzına almayacaksın. Yüzümü dahi görmeyeceksin."
Kollarımdan sıkıca tutup ona bakmamı sağladı.
"Gözlerimin içine bak. Sakin ol. Derin derin nefes al. Geçecek." Baş parmağını alnıma koyup sakin ve yatıştırıcı sesle konuşmaya devam etti.
"Burası güvenli, sakin ve huzurlu. Şimdi iyice rahatlayıp sandalyene çöktüğünü hisset. Göz kapakların ağırlaşabilir ve gözlerini kapatmak isteyebilirsin. Kasların gevşerken bedeninin doğal bir şekilde çökmesine izin ver. Sakinleştiğini hissederken bedenini ve benim sesimi dinle."
Kendimi yavaşça bırakırken Aras diğer eliyle belimden tutup dizine yatırıyordu.
"Ne yapıyorsun? Uykum..."
"Gözlerime odaklan ve şimdi diyeceklerimi iyi dinle. Sana kağıt verdim ama içinde kızmanı gerektirecek hiçbir şey yoktu. Şu an sarhoşsun ve yanlış hatırladın sadece. Oyunun kuralları sizin elinizde, kimse kandırılmadı. Doğru söylüyorum ve bu oyunu oynamayı çok seviyorsun. Şimdi bırak ağırlaşan gözlerin kapansın..."
"Her şeyin bir zamanı var cadı. Ertelersin ama yaşanmasına engel olamazsın."
"Bir gün öğreneceksin. Sadece o gün bugün değil."
Gözlerimi aralayıp güneşin odada yayıldığını görünce kafamın altında duran yastığı yüzüme aldım. Saat daha erken olmalıydı bu da demek oluyor daha uyanmama vakit var. Her gece yatmadan önce erken kalkacağımı söylüyorum ama sabahları bu fikri destekleyecek şeyler yapamıyordum.
Yanımda kıpırdanma hissedince yastığı yavaşça yüzümden çekip kafamı yana çevirdim. Cansu? Yatakta doğrulup etrafa göz gezdirince evde olmadığımı anladım. Dün eve gitmediysem, annemlere de haber vermediğime göre arkamdan helvamı yiyebilirsiniz arkadaşlar. Sizi tanımak güzeldi... Annemin 'Nerede kimleysen her zaman bana haber vereceksin ve aradığımda o telefon açılacak!' tarzında katı kuralı vardır. Aradığında bana ulaşamazsa bilin ki sonum iyi bitmeyecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D/C ? (Şişe Çevirmece)
ActionBir grup genç arkadaş çocukların oynadığı bir oyunu oynamaya karar verirken başlarına gelecekleri bilselerdi hiç oynamamayı tercih ederlerdi. Kurallara uyulmadığında ne oluyordu? "Anlamıyorsun! Çocukların oynadığı bir oyundu bu.Hayatımızı değiştiren...