Multimedyaki : Bulut
....Gözleri kördür bir İnsanın ancak yüregiyle baktıgı zaman görebilirmiş. Yaşamayı.... Nefes almayı... Hayal etmeyi.... Peki ya yapamıyorsak. Çabalasakta olmucagını biliyorsak. Ya Karanlıga mahkumsam...
Hiç düşündünüz mü Ya Kelebekler Hayatı görünce İntihar ediyorlarsa...
.....
Sırtımın agrısıyla gözlerimi açarken. Yanımda Bulut yoktu. Üzerimde ceketi vardı ama kendisi yoktu. Yattıgım yerden doğrularak etrafa bakındım. Sabah olmuştu. Etraf aydınlıktı. Peki ya Bulut nerde? Yoksa gitti mi? Beni burda bırakıp gidemez değil mi? Üstelik Ormanda... Aslında sevinmeliyim ama nedense korkuyordum.... Hemen ayağa kalkıp etrafa göz gezdirdim. Ne yapacağım peki şimdi ben? Kapıyı açarak dışarı çıktım. Etraf sessizdi. Bir kaç adım atarak etrafa bakınmaya devam ettim.
"Bulut..."diye seslenmeye başladım. Ama yoktu gitmişti olmalı. Özgür müydüm şimdi? Peki neden ne yapacağımı bilmiyorum. Toparla kendini Alya hadi şimdi git diyerek bir iki adım atarak atmaya başladım ki. Arkamdan gelen sese kadar...
"Sana o kulübeden çıkmanı kim söyledi? Yoksa kaçıyor muydun?"Bulut'ta doğru dönünce şaşırdım. Gitmemiş. Burda çatık kaşlarıyla karşımdaydı. Yani şimdi özgür değilmiydim ben?
"Ben senin gittiğini sandım. Yoktun o yüzden bende gidecektim"dememle Bulut yanıma gelmesi bir oldu.
"Unuttun mu sen hala benimsin"dediginde gözlerim doldu. Ama nedense doğru olması daha çok acıttı"Gözümün önünden sakın ayrılma. Burda biraz beklicez"dedikten sonra kafamı olumlu bir şekilde salladım aksi bir şey olamazdı zaten. Bulut ortadaki büyük agacın yanında oturdu. Bende Bulut'un karşısındaki ağacın yanına oturdum.
Bulut kafasını ağaca yaslamış gözleri kapalı bir şekilde oturuyordu. Bende öylece etrafa bakınıyordum. Akşam baya korkutucuydu ama şimdi çok güzel görünüyordu orman. Kuş sesleri geliyordu. Huzur vericiydi. Aklıma Babam geldi neden geldi bilmiyorum ama Babamla hiç anımız yoktu. Aslında onu merak ediyordum. Acaba ne yapıyordur? Pişman olmuş mudur? Beni verdigine yoksa şimdi bensiz daha mı mutlu? İçimden off çekerek Bulut'a baktım. Acaba Babamı sorsam mı? Ya kızarsa korkuyordum ondan bana birşey yapmasından acı çektirmesinden. Ama yok yine de sorucam. Bulut'a dikkatlice bakarak sormaya karar verdim.
"Bulut... Şey uyudun mu? Eger uyumadıysan sana bir şey sorabilir miyim?"diye sorunca Bulut kafasını ağaçtan ayırdı ve gözlerini bana dikti. Bir an pişman oldum.
"Sor"dediginde derin nefes alarak bende Bulut'a baktım.
"Babam... Yani Babam nasıl?"diye sorunca Bulut aniden sinirlenmişti boynundaki damarları belli oluyordu. Sinirli bir şekilde bana bakıyordu
"Bana Babanı mı soruyorsun? Seni satan adamı merak mı ediyorsun?"böyle söyleyince bir düşündüm. Beni satan babamı merak ediyordum. Bu ne kadar ağır olsada ne yapayım ne yaptığını merak ediyorum"Evet"diyebilmiştim sesim oldukça sessiz çıkmıştı. Bulut başını sağa sola çevirerek tekrar bana baktı.
"Aptal... Gerçekten aptalsın özgürlügünü... Hayatını... Bana veren adamı merak ediyorsun. Safsın ya da oldukça aptal seni bana verirken bile yüzünde acıma duygusu olmayan bir adamı düşünmen ne kadar aciz oldugunu gösterir. Ama zaten sen en başından beri aciz olmaya mahkumsun"duygusuzca bana bakarak en agır hakaretlerini ediyordu. Acizdim dogru söylüyordu. Hayatım onun ellerindeydi. O gün gerçekten Babamın gözünde bir acıma duygusu yoktu. Üzerindeki agırlıktan kurtulur gibi hatta sevinmiş gibi görünüyordu. Beni o halde bırakıp gitmişti. Gözyaşlarım benden izinsiz akmaya başlamıştı. Sinirlenmiştim. Gözyaşlarımı silerek gözlerimi Bulut'a diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VARLIĞIMI HİSSET
Teen Fiction☆☆☆☆☆ Babam kötü bir adamdı. Hep hikayelerde okurdum. Benim de başıma geldi. Babam beni de sattı... BULUT DEMİR'di ismi. Bakışları , ismi Adeta aklıma kazındı. Sert bakışları insanı delip geçiyordu. Ondan çok korkmuştum. Ama artık...