☆☆☆"Çünkü O BENİM..."
Az önce duyduğum bu sözler beni oldukça şaşırtmıştı. İlk defa beni bir eşya olarak değilde başka bir söz olarak hitap etmişti. Benimsin... kelimesi nedense içimi bir tuhaf etmişti. Eli hala bileğimdeydi ve kalbim nedense bir başka atmaya başlamıştı. Sanki sahipleniyor hissine kapılıyordum... Ama kendimi de kandırmak istemiyordum. Bulut karşısında duran Koray'a gözlerini dikmiş bakarken. Koray'ın ise eli Bulut'un tuttuğu bileğime kaydı. Daha sonra Babam araya girdi.
"Bulut bey lütfen kızı verin. Sonuçta o benim kızım..."dediğinde öfkeyle babama baktım. Bu adam ne yapmış ki Babama... beni o kadar çok istiyor. Ama yine kendi için istiyordu. Bu güne kadar benim için ne yapmıştı ki zaten. Babam bu sonuçta kendi için öz kızını satan bir adam...
"Değilim..."diye fısıldadım. Bulut dahi herkes bana bakarken. "Ben senin KIZIN DEĞİLİM..."diye bağırdım. O benim Babam değil... Kızını satan bir Baba olamaz. Onun bir kalbi olamaz. Bir baba kızına asla Nefretle bakamaz. Onun hayatını asla kendi elleriyle almaz... Bile bile ölüme atamaz. Yüreği sızlar canı acır. Ama asla keyif almaz. Ama benim Babam hepsinin daha beterini bana yapmıştı.
"Seni gebertirim lan. Gel lan buraya..."Babam üzerime doğru gelirken Bulut bileğimi bırakıp üzerime doğru gelen Babama yumruk attı. Babam yere düşerken. Eliyle burnunu tutuyordu.
"Sakın... Şimdi seni öldürmeden defol git burdan..."Babam korkarak hemen ayağı kalktı. Kısa bir süre bana baktıktan sonra koşarak çıkışa doğru ilerledi. Bu sefer gitmesi canımı hiç acıtmamıştı zira geri de bırakıp gittiği bir can bile yoktu. Babamın bir kalbi yoktu.
"Bulut beni şaşırtıyorsun. Sen böyle şeylere önem vermezdin. Gerçekten çok değişmişsin..."Koray şaşırmasını gizlemeyerek Bulut'a baktı ve ona doğru ilerlemişti. Bu adam ve Bulut arasında bir şeyler vardı. Derin de birşeyler. İkisi de birbirine iyi tanıyor gibiydiler.
"Ama sen hiç değişmemişsin..."dediğinde Koray'ın yüzü kısa bir an olsada düşmüştü. Ama kendini hemen toparladı. Bulut daha sonra devam etti."Seni de def etmeden kaybol..."derken Koray başını sağa sola salladı ve hafif sırıttı.
"Kılıçları çekelim diyorsun yani... olur bana uyar"Koray meydan okuduğunu açık açık belli ederek göz dağı vermeye başlamıştı. Bulut Koray'ın sözlerine karşı sert bakışlarıyla ona doğru bir adım attı.
"Elinden geleni yap. Ben burdayım"diye restine rest olarak cevap vermişti. İkisi de birbirine meydan okurken sadece onları izliyordum. Koray bakışlarını bana çevirip tekrar Bulut'a baktı.
"Yerinde olsam onu iyi saklardım. Birgün bakmışsın yok..."dediğinde tekrar bana baktı. Sonra arkasına dönüp kapıya doğru ilerledi. Daha sonra elini kaldırıp."Tekrar görüşücez..."dedi ve gitti... Bulut elini yumruk yapıp bana baktı. Daha sonra içeri girdi.
Bende Bulut'un arkasında içeri girdiğimde Bulut salonda bir sağa bir sola dönüp duruyordu. Şu an sormak istediğim o kadar çok soru vardı ki... Sorsam diye düşünsem de hemen vazgeçiyordum. Çünkü Bulut o kadar sinirli görünüyordu ki... Ne yapıcağımı nerde durucağımı bile bilmiyordum. Bulut geldiğimi dahi yeni fark edicek ki kısa bir an bana baktı. Bende cesaretimi toplayıp merak ettiğim o soruyu Bulut' a yönelttim.
"O adam kimdi?"dediğimde Bulut sağa sola dönmeyi bırakıp bana baktı. Hala öfkeli görünüyordu. Sanki Koray'ın ismini duyduğunda daha da öfkelenip elini yumruk yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VARLIĞIMI HİSSET
Teen Fiction☆☆☆☆☆ Babam kötü bir adamdı. Hep hikayelerde okurdum. Benim de başıma geldi. Babam beni de sattı... BULUT DEMİR'di ismi. Bakışları , ismi Adeta aklıma kazındı. Sert bakışları insanı delip geçiyordu. Ondan çok korkmuştum. Ama artık...