...
Yeni bir sabah. Değişmeyen bir gün. Sabahın erken saatleriydi. Koray tüm gece boyunca uyuyamamıştı. Ağrısı yüzünden gözüne bir damla uyku bile gelmemişti. Öylece yatağında kıvranıp durmuştu. Araf'a bile ağrısı olduğunu söylememişti. Şimdi ise yatakta sırtını duvara yaslayarak ağrıyan yaralarına baktı. Araf merdivenlerden aşağıya indiğinde Koray'ın yaralarına bakarak yüzünü ekşittiğini gördü. Ve yanına doğru ilerledi.
"Koray... Ağrın mı var?"dediğinde Araf'ı fark eden Koray anında elini yarasından çekerek kendini toparladı
"Hayır..."diye inkar edince Araf'ın kaşları çatıldı.
"Yalan söylüyorsun. Acı çektiğini görebiliyorum. Niye haber vermiyorsun?"Araf kızgınlıkla söylerken. Sinirlenmişti ondan acısını saklaması ona yardım etmek isterken edememesi oldukça sinirini bozmuştu.
"Evet var. Ama yardıma da muhtaç değilim. Unutma... Ben bu zamana kadar acılarımla baş ederek geldim..."hala gururlu bir şekilde davranmaya devam eden Koray yardım istememekte oldukça kararlıdır. Sözleri Araf'ın canını acıtsada yardım etmeye kararlıdır. O yüzden ayağı kalktı.
"Bekle..."diyerek mutfağa gitti. Eline ağrı kesici hap ve bir bardak su alarak içeri girdi ve Koray'a uzattı."Al iç. Rahatlarsın biraz"dediğinde Koray Araf'a baktı. Ağrısı çoktu ama ondan ve hiç kimseden yardım istemiyordu. Ama artık dayanılcak gibi değildi. O yüzden gurur yapmanın zamanı değildi. Araf'ın elindeki ağrısı kesici hapı alarak içti.
Araf Koray'ın karşısındaki koltuğa oturarak ona baktı. Ve sessizce bir iç çekti.
"Niye böyle yapıyorsun? Niye affetmiyorsun bizi? Niye bunu bize yapıyorsun?"bu durum Araf içinde çok zordu. Yanında beraber büyüdüğü dostu kardeşi vardı. Şimdi ise iki yabancıdan farkı yoktu. Eskiden gözlerine baktığında anlamsız bir mutlulukla bakardı. Şimdi ise öfkeyle. Bu durum da olmak Araf'ın oldukça canını yakıyordu.
"Beynimin içindeki o anıları alabilir misin? Bana onları unutturabilir misin?
Yapamazsın...
Bende yapamam. Anlıyor musun yapamam"dediğinde Araf'ın yüzü düştü. Araf bir umutla son bir soru daha sordu.
"Peki hiç mi bize karşı sevgin yok?"dediğinde Koray Araf'tan gözlerini kaçırdı. Yok diyemezdi. Ama varda diyemezdi. O yüzden sessiz kaldı.
"Yorgunum konuşmak istemiyorum"diyerek konuyu kapatmak istedi. Araf ise tebessüm ederek Koray'a baktı.
"Ama yinede burda olmandan mutluyum. Sen bizi istemesende yanımızda olman bizi mutlu ediyor"dediğinde Koray Araf'a bakmadı. Bakarsa anlardı gözlerindeki o anlamsız duyguyu. Araf Koray'ı daha fazla rahatsız etmek istemedi ve ayağı kalktı."Sen dinlen biraz"diyerek yanından uzaklaştı. Koray arkasından bakarak sessizce fısıldadı.
"Keşke. Keşke affedebilsem"
1 SAAT SONRA.
Mina mutfakta kahvaltı yaparken bir yandan da Koray için kahvaltı hazırlıyordu. Ona dün yaptıkları yüzünden çok sinirliydi. Ama yaralı olduğu için insaflı davranarak kahvaltı tepsisini hazırladı. Ve yanına doğru ilerledi. Koray aynı şekilde durup dışarı izlerken. Mina sert bir şekilde kahvaltı tepsisini masanın üzerine bıraktı.
"Kafama vursaydın. Hem daha kolay olurdu"Koray aniden ses karşısında irkilsede belli etmedi ve gözlerini ona diken Mina'ya baktı.
"Vurucaktım zaten. Yaralısın diye insaflı davranıyım dedim. Bir dahakine onu da yaparım..."diyerek gözlerini kıstı. Koray öfkeli bakışların anlamını bir türlü anlayamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VARLIĞIMI HİSSET
Genç Kurgu☆☆☆☆☆ Babam kötü bir adamdı. Hep hikayelerde okurdum. Benim de başıma geldi. Babam beni de sattı... BULUT DEMİR'di ismi. Bakışları , ismi Adeta aklıma kazındı. Sert bakışları insanı delip geçiyordu. Ondan çok korkmuştum. Ama artık...