Bölüm Şarkısı: Pink-So What.
Sanki dünyanın en huzurlu uykusuna yatmışım gibi mutlu uyandığımda kıpırdanmadan camdan içeri giren ışığa baktım. Dün gece Arda'nın evinde kalmıştım ve bu oda bana çok yabancıydı. Sırt üstü yatmak istedim ama bir şey beni engelledi.
Kafamı çevirip baktım ve çığlığı bastım.
Yerinden hopladı ve elini anlına götürdü. "Siktir." Başını ovdu ve bana bakmadan konuştu. "Senin sorunun ne be."
Daha sonra o muhteşem kahverengi gözleriyle bana döndü. Yatağın başucuna sinmiştim ve üstelik yorganı da beraberimde götürmüştüm. Boğazıma kadar çekmiştim. "N-neden b-bu yataktasın?"
"Hatırlamıyor musun?" Dedi.
Gözlerim kocaman açıldı ve kasıklarımdan yukarı bir acı yükselip boynumda toplandı. Yutkundum. "Düşündüğün gibi değil cazgır. Sadece uyuduk. Ama yılbaşına aynı yatakta girdik."
Hala şaşkındım. "Yılbaşına nasıl girersen öyle geçer..." dedim seri bir şekilde.
"Evet tam olarak öyle cazgır.''
Güldü ve bana bakmaya devam etti. "Bana cazgır deme."
"Ama öylesin."
"Cazgır falan değilim ben!" diye bağırdığımda kahkaha attı.
"Öf be Eylül."
"Peyniri de al."
"Evde yesek ne olurdu yani?"
"Kışın bu güneşi bidaha bulamazsın."
Arda'nın muhteşem bir bahçesi vardı ve inatçı bahçede kahvaltı etmek istiyordu. "Ben tepsiyi bahçeye çıkarıyorum."
Arda elindeki işi bırakıp yanıma koştu. "Aman sakın. Cazgır olduğun kadar sakarsında."
Ona pis bir bakış attım. O da buna güldü ve tepsiyi alıp bahçesine çıktı. Geri döndüğünde suratında bir gülümseme vardı.
"Ne oldu?"
"Bizi zehirlemeyeceksin değil mi?"
"Ben daha birşey yapmadım ki. Sayende elimi birşeye süremiyorum."
Yine ukalaca sırıttı. "Zehirlemeyeceksen yumurtayı yapabilirsin."
Ona dil çıkarttım ve ocağın başına gittim. Dolapları karıştırdım ve tava bulunca gülümsedim.
"Bir şey diyeyim mi?"
"Hmm?" yumurtaları kırdım ve kabuklarını çöpe attım.
"Evimde ilk defa kahvaltı ediyorum."
Tavaya bakan gözlerim büyüdü ve ona döndüm. "Yuh. Ciddi misin?"
Acı bir sırıtma yolladı. "Ama neden?" Yumurtayı yakmamaya özen gösterdim.
"Çünkü beni kimse sevmez. Okuldaki grubumu hiçbir zaman eve çağırmam çünkü en ufak yanlışımda zengin piç oluyorum. Zengin olmayı ben istemedim. Bunu ben seçmedim.
Yumurtanın altını kapattım ve yavaşça yanına gidip kollarımı beline dolayıp kafamı göğsüne yasladım. Kaskatı kesildi.
"Bana neden böyle davranıyorsun? Veya ben sana neden böyle davranıyorum?" Dedi ve ben onu bıraktım.
"Duygusal anları bırakalım açım ben." dedim ve tavayı alıp bahçeye çıktım.
Bunu bir daha yapmamalıydım. Ona bu kadar yakın olmamalıydım... Yoksa aşık olacaktım ve bu benim için berbat bir şey olurdu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU AŞK ☠
Teen Fiction^^ 'Sorunlu Aşk' Serisinin İlk Kitabıdır. ^^ Okulumda gayet mutlu bir hayat süremiyordum, ta ki kas yığını aslında kurtarıcım olmayan kurtarıcım beni bulana dek. Hayatımı daha da batıran bu adama aşık olmaksa hayatımda yaptığım hatalardan en mutlu...