-40-

15.9K 504 18
                                    

Bölüm müziği: Cody Simpson- Aweke All Night

Evin kapısına geldiğimde derin bir iç çektim. Cidden Pelin'le ne konuşabilirdim ki? Yani ona ne sorabilirdim ve ona nasıl arkadaş olabilirdim?

Derin bir iç çektikten sonra karşımdaki kapının açılmasıyla nefesimi tuttum.

''Dışarıda ne arıyorsun?''

Hızla nefesimi dışarı verdim ve gözlerimi sımsıkı yumdum. Salak Eylül. O da senin gibi bir kızdı.

Tamam, belki upuzun bacakları, güzel bir fiziği vardı ama yine de normal bir kızdı.

''Arda'yla konuşuyordum. Bende yeni geldim zaten.'' Gülümsedim ve o da buna karşılık verdi.

Abisine kıyasla daha dost canlısıydı.

''İçeri girelim hadi. ''

Gülümsemesi hayat doluydu. Bunca şeyi yaşamış bir kız olarak bu fazla garipti. Derin bir nefes alarak kapıdan içeri girdim ve salona doğru ilerledim. Çantamı ve ceketimi koltuğa savurduktan sonra tekli koltuğa attım kendimi.

''Yorgun musun? Imm kahve falan yapabilirim.''

Hemen doğruldum.

''Saçmala. Sana asla kahve falan yaptırmam.'' Gülmeye başlayınca bende güldüm.

''Pek sayılmasada misafirim değil mi?''

''Hayır tabii ki ama bana kahve yapamazsın. Kendine ne istiyorsan yapabilirsin tabii.''

''Tamam o zaman kendime bir kahve alabilirim.''

''Şu kahve iki olsun. Bende çikolata bulayım.''

Şakıdı ve heyecanlı heyecanlı mutfağa koşuşturmaya başladı. Arkasından bende kalktım ve onun kadar olmasada neşeyle arkasından gittim.

O dolapları karıştırırken, bende meşhur aburcubur çekmecemizden birşeyler arıyordum.

Bir anda bağırdı.

''Oreo! Lütfen onu yiyelim.''

Ona bir bakış attım.

''Ödümü kopardın.''

Güldü. ''Üzgünüm onu İstanbulda bulamayacağım diye çok üzülüyordum. Amerika'da favorim oydu.''

Ketle'ı su kaynatmak için yerine yerleştirdi ve iki kupa kaptı. Bende bize bir aburcubur tabağı hazırladım.

Amerika deyince yüzünün düşmesi gözümden kaçmamıştı.

''Amerika'da ne oldu?''

Elindeki bardağı yere düşürünce kötü bir soru sorduğumu anladım.

''Aman Tanrım... Ben üzgünüm. Hemen toplarım.''

Yere eğilmesiyle onunla birlikte eğilmem bir oldu.

''Hiç önemli değil. Elini kesme.''

Dikkatlice topladıktan sonra küçük süpürgemle etrafı şöyle bir süpürdüm ve aslında buna gerek olmadığını, zaten evde ayakkabıyla dolaştığımızı fark etmem uzun sürmüştü.

''Ben tekrar özür dilerim. Yarın sana bir kupa alacağım.''

Biraz sesli güldüm. ''Hayır hiçbir önemi yok. Sen bana kupa almaktan önce odana nasıl şeyler almamızı istiyorsun onu söyle. Burada kalacaksın değil mi?''

Acı bir sırıtış gönderdikten sonra yeni bir kupa alıp içine nescafe koymaya başladı.

''Sanırım bu daha kararlaştırılmadı. Yani Arda teklif etti ama annemin benim için eski odamı yeni baştan dizayn ettiğini de bilmiyor değilim.''

SORUNLU AŞK ☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin