-13-

25.1K 750 22
                                    

Bölüm müziği: Katy Perry- Unconditionally

Bu katil adamında duyguları var...

Arda'nın söylediği cümle kafamın içinde dolanıp duruyordu. Büyük ihtimalle Pelin için söylemişti ama umursamadan üstüme alınmıştım ve az da olsa incinmiştim.

Tam o anda polislerin gelip bizi alması bir olmuştu. Dördümüzü de aynı hücreye tıkmışlardı ve bu sinir bozucuydu. Şuan Arda büyük ihtimalle babasına küfür ediyordur diye düşünürken duvara bir tekme daha geçirdi.

"Burda olmamamız gerektiğini düşünen sadece ben miyim?" Mira'nın sesi kulağımda çınladığında kafamı yasladığım soğuk duvardan çektim ve sert beton zeminde kıpırdandım.

Hem beynim hemde kalçam buz tutmuştu.

"Seninle aynı fikirdeyim." Atlas, Mira'ya sarılmıştı ve Mira'nın kafası Atlas'ın omzundaydı. İçten içe kıskanmıştım. O omuz genelde benim üzüldüğüm omuzdu.

İç geçirdim ve kafamı tekrar duvara dayadım. Arda duvara bir tekme daha savurunca gözlerimi kapattım ve sesli bir şekilde nefesimi verdim. "Şunu yapmayı keser misin?"

"Hayır." bir tekme daha savurunca ayağa fırladım.

"O koca egon burda sökmez biliyorsun değil mi?"

"Belki egom değil ama param söker." Bana göz kıprtı ve bende gözlerimi devirip Mira'nın yanına oturdum.

Boştaki elini omzuna vurunca hiç itiraz etmeden kafamı omzuna koydum.

"Babamdan nefret ediyorum. Adam önce iylik yapıyo benim melek babam diyorum sonra gerisin geri şeytana dönüyo şerefsiz." Huzursuzca yutkundum. Arda duvara bir tekme daha savurdu.

"Burda daha ne kadar kalacağız bilmiyorum. Birinin gelip kefaleti ödemesi gerek. Başka yolu yok." Demirliklere doğru yürüdü ve siyah demirlere vurmaya başladı. "Telefon hakkım var lan benim! Heeey!"

"Arda napıyosun?" Atlas sinirli bir şekilde Arda'yı sarstı.

"Sus bi." yeniden demirlere vurmaya başlayınca neredeyse dört kişi hücreye koşmaya başladı.

"Hey hey hey geri çekil geri çekil."

Arda'yı demirlerden uzaklaştırdılar ve bizde ayağa kalktık. "Ne bağrıyosun?"

Bu adam Arda'yı tanımıyordu sanırım. Ama tanısaydı ona asla bağıramazdı.

"Telefon hakkım var benim dimi?" Arda dalga geçercesine ellerini beline koydu.

"Bak orda düğme var." duvardaki kocaman kırmızı dümeyi işaret etti. "Oraya bassaydın herşey daha kolay olabilirdi."

Arda bir saniye bile durmadan konuştu. "Biliyorum. Ama böylesi daha eğlenceli." Polis gözlerini devirdi ve arkasındakilere işaret edip kelepçeyi Arda'nın bileğine taktı.

Kelepçeleri bize takmaya geldiklerinde Atlas Mira'nın yanında bekledi ve Mira'ya kelepçe takılırken polise pis pis baktı. Adam korkmuş olcak ki bana kelepçe takan polisle yer değiştirdi. Atlas yanımdan geçerken bana göz kırptı ve güldü. Bende ona sırıttım. Gülmek için iyi bir zaman değildi maalesef.

...

"Yekta. Abisi senin bu kardeşin yine başını belaya soktu. Nişantaşındaki karakoldayım. Gel ve kefaleti öde."

"Tek misin?"

"Hayır üç kişi daha var."

"Kefalet ne kadar tutar?"

"Otuzu geçer." Rakamı duyunca gözlerimi büyüttüm.

"Tamam." telefonu kapattı ve bize döndü. "Yekta yarım saate burda olur."

Mira ellerini çırpıp Atlas'ın boynuna atladı. Bende sadece yerimde güldüm. Ama içimde kötü bir his vardı. Çok kötü bir his. Hücreye geri dönmek için hepimizin başına bir adam dikildi ve itekleye itekleye bizi içeri soktular. Adam beni hızla içeri itince Arda ve Atlas ona sinirle baktılar.

Çocukluk mu ediyordum bilmiyorum ama Atlas'ın Mira'yla çıkması artık hoşuma gitmemeye başlıyordu. Atlas tamamen beni unutmuştu. Gidip yere yeniden oturdum. Git gide alışıyorsum bu duvara.

"Orda üşütüceksin Eylül."

Kafamı kaldırıp baktım. Arda bana bakıyordu. "Bana bir şey olmaz." Elimi havada salladım.

"Eylül kalk işte." Atlas'ın sesini duyduğumda ofladım ve yerimden kalktım. Arda'nın oturduğu banka doğru yürüdüm ve yanına oturdum.

"Mutlu musunuz?"

Aynı anda kafalarını salladılar. Arda öne eğilip dirseklerini dizlerine dayadı ve yere bakıp ritim tutmaya başladı. İki sağa bir sola. Artık o kadar çok yapmıştı ki sıkılmıştım.

Kollarımı sert kaslı koluna doladım ve omzuna kafamı yasladım. Kollarım altında kaskatı kesildi.

Bunu neden yaptığım hakkındaysa hiçbir fikrim yoktu. Sadece ona dokunduğumda rahat hissediyordum. Eskiden annemin yanında olduğum gibi huzurlu ve güvende hissediyordum. Çünkü başım ne zaman belaya girse beni kurtaran Arda oluyordu ve bunu yapaya devan ederse daha çok yaramazlık yapabilirdim.

Klit sesi duyduğumuzda herkes kafasını kaldırıp kapıya baktı. "Kefaletiniz ödendi. Özgürsünüz."

Arda kolunu sıktığım elime ve daha sonra bana baktı.

"Eylül?"

Bense sadece polisin arkasındaki manzaraya odaklandım.

Baba...

SORUNLU AŞK ☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin