SORUNLU AŞK ☠

-35-

Bölüm müziği: The Rock Mafia- Big Bang

Bunu Arda'ya söyleyebilir miydim?

Tabii ki hayır.

Deliye dönerdi.

Kedinin sepeti ve elimdeki zarfla kağıda bakarak içeri girdim. Kapıyı ayağımla ittirdim ve yavaşça kapanmasını sağladım.

''Günaydın?''

Arda'nın sesini duymamla kağıdı cebime tıkıştırdım ve kediyi okşuyormuş gibi yaptım.

''Günaydın.'' Yüzümdeki sahte gülümsemeye mi yoksa elimdeki sepete mi kaşlarını çatıyordu bilmiyorum ama tam zamanında içeri girdiğimi merdivenlerin başında olduğu belli ediyordu.

''Cebine ne koydun?''

Merdivenleri hızla indi ve salonun girişinde duran komidinden bir elma kaptı ve tişörtüne silip iştah açıcı bir şekilde ısırdı.

''Hiçbir şey ve benim cebimle değil şu küçük şeyle ilgilensen daha iyi olur.''

Kaşlarını birkez daha çattı ve tam elmayı ağzına götürürken miyav sesini duydu.

''O da nesi?''

Sepeti yere koydum ve içindeki bembeyaz kediyi kucağıma aldım. Tek gözünün etrafı siyahtı ve bir gözü yeşil diğeri ise maviydi.

''Nereden çıktığını bilmiyorum ama kapımız- kapıdaydı.''

Yutkundum. İyi çevirmiştim.

''Kedi sevmem. Bu gün gider barınağa veririz.''

Gözlerimi büyüttüm ve aksırarak kucağıma yayılıp hemen uyku moduna geçen kediye bakmak istemdim.

''Ama görünüşe bakılıyor ki seni sevmiş.'' Elmasını iki kere daha ısırdı ve çöpünü tam elma kasesinin yanında duran kaseye koydu.

''Şey, aslında bakarsan tatlı bir şey. Yani bizarcık bizde kalsa olmaz mı?''

''Olmaz. Ciddiyim. Dünya'da iki şeyden nefret ederim, bir kediler iki yalancı insanlar.''

Suçlulukla yutkundum. Şuan resmen gözümün içine baka baka konuşuyordu.

''A-ama ben kediyi sevdim.''

''Evde kalamaz.''

''Bahçe?''

Arda masaya yaslandı ve kolarını göğsünde birleştirerek bana baktı.

''Bahçede bir labrador beslediğimi ne ara unuttun? Hem yan komşununda köpeği var. Kediciğinin yem olmasını istemiyorsan bundan hemen vaz geç.''

''Ben senin köpeğine karışmıyorum ama.''

''Karışırsan ısırırım.''

Kaşlarımı çattım. Bu da ne demek?

''Ne?''

Gülümseyerek bana doğru geldi ve zarfı tıktığım cebime elini attı.

''Bu ne?''

Dudağımı büzdüm. ''Kağıt işte.''

Eğilerek kediyi yerine koydum ve lanet okuyarak doğruldum.

''Oğlumuza iyi bak prensesim tire se mi? Bu ne tür bir mesaj?''

Söyleme söyleme...

''Bilmem.''

''Kime yazdın bunu?'' kağıdı havada salladı ve bana baktı.

''Tanrı aşkına ben kime prensesim derim?''