Finalden önceki son bölüm. Cumartesi günü Bonus 4 gelecek ve o da son bölüm olacak. :D Sizi seviyorum Eyda Çetesi. Kendinize cici bakın!
Arda'nın dediği yer tam bir Paris'ti.
Daha içeri adımınızı atmadan moda kokusu alabiliyordunuz. Kapıdaki sol anahtarları camları ve hatta duvarları süslüyordu. Nişantaşında daha önce böyle bir yer görmüş müydüm hatırlamıyorum. Gerçi, bir yıldır sadece Arda'yla dışarı çıkıyordum.
''Melis, sen nasıl istiyorsan öyle bir şey yapacaktır.''
''Ben bu kadını biliyorum. Harika gelinlikleri var.''
Mira'nın koluna girdim ve dükkana doğru yürüdüm. Arda'da sırıtarak peşimden geliyordu. E tabii. Gelinlik istemeyen beni, bu halde görmek bana da komik gelirdi.
İçeri girdiğimde klimanın soğuğu içimi titretti. Heryer beyaz ve yeşilin tonlarından oluşuyordu. Sol anahtarını bulan adam, müziğin renginin yeşil olduğu gibi zırvalıklar söylediği için renkler böyleydi sanırım.
''Hoşgeldiniz Bay Bakır.''
Elini uzatıp Arda'nın elini sıkmak yerine ona sarıldı. Sanırım samimilerdi.
''Meraba Melis, gelinlik dikmek için zamanın var mı?''
''Tabii kimin için?''
Bize döndü ve sanki gözüyle bedenimin ölçülerini alıyormuş gibi beni süzdü. Mira'nın kolunu bıraktım ve çantamın kayışını tuttum.
''Müstakbel eşim için.'' Arda kolunu kaldırdığında gidip altına girdim. Kadına sırıtarak baktım. Amy Winehouse'a benziyordu. Hemde oldukça. Dudağındaki piercing, eyeleiner çekişi, kırmızı dudakları ve saçları. Sadece dövmeleri yoktu işte.
''Vay be. Arda Bakır evleniyor ha? Çok şanslısın.'' Diyip bana göz kırptı ve ilerlemeye başladı.
''Öncelikle aklınızda bir model var mı?''
Tüm gözler üzerime çevrildiğinde şaşkınlığımı üzerimden attım ve konuşmaya başladım. Ben müşteriydim.
''Rahat edebileceğim kısa bir şey.''
''Kısa mı?'' Arda çattığı kaşlarıyla bana döndü.
Gözlerimi büyütüp ona baktım ve ağız hareketleriyle 'yuh' dedim.
''Ne? Gelinlik kısa olmaz ki cazgır.''
''Benimki olur öküz.''
Kadının yanında gittim ve bana birşeyler anlatarak ilerlemeye devam etti.
''Burada bedenini alalım, sonra sana istediğin tür gelinlikleri göstereyim.''
Kafamı salladım ve beni çağıran sarışının peşinden gittim. Burası çok büyük bir yerdi. Beni kabine soktu ve elbisemi çıkartmamı söyledi. Çıkarttım ve onu çağırdım. Mezurayı belime sarıp bedenimi bağırarak söyledi. Göğüslerimin, ve kalçamında bedenini aldığında içimden kendi kendime söylendim. 'Az yemen lazım.'.
Elbisemi giyip kabinden dışarı çıktım. Arda kolunu omzuma atıp beni bembeyaz gözüken bir yere götürdü.
''Sana model göstereceğim. Ama ilk önce tam olarak nasıl bir şey istiyorsun?''
Mira mırıldanarak arkama geldi ve durdu. ''Ben bir model buldum. Eylül'de beğenirse bence çok hoş bir şey.'' Sırıttı ve yerinde hopladı. Kim bilir yine ne görmüştü.
Telefonu bana doğru uzattı ve kilidini açıp karşıma ne çıkacak diye bekledim. Bembeyaz dizlerinin biraz üzerinde biten straplez kalp yaka eteği kabarık bir model gördüğümde gözlerimi kıpıştırdım. Tanrım...
Kafamı kaldırıp kadına baktım ve telefonu ona doğru uzattım. ''Bu modelden elinizde var mı?''
Bir,iki,üç,dört,beş,altı,yedi,sekiz,dokuz,on. Nefesimi dışarı verdim ve yirmi birinci gelinlikle kabinden dışarı çıktım. Evet tam yirmi bir tane gelinlik denemiştim.
''Yeter artık.''
''Tatlım zaten son dokuz gelinlik. Sakin ol.''
''Hangisi aklınızda kaldı acaba? Ben hepsini unuttum!'' Ayağımdaki topuklu ayakkabının üzerinde döndüm ve gidip önlerinde durdum.
''Hangisini beğendiniz yeter artık.''
Arda çenesini kaşıdı ve elindeki telefonundan birşeylere bakmaya başladı. Telefonu Mira'ya doğru tuttu.
''Bence bu güzeldi.''
Ağzım ve gözlerim aynı anda açıldığında dönüp bana baktı. ''Fotoğraf mı çektin!''
''Sevdiğim modelleri cazgır.''
Kafamı iki yana sallayarak topuklarımın üzerinde döndüm ve kabine geri girip üzerimdeki gelinliği attım. Elbisemi üzerime geçirip çıktım.
''Hangisi?''
Arda yana kayıp yanına oturmamı işaret ettiğinde gidip oturdum. ''Bence bu çok hoş duruyor.''
Mira'nın bana gösterdiği elbisenin biraz daha kısasıydı.
''Bencede bu çok güzel. Tamam bu olsun o zaman.''
''Tamam siz burada bekleyin ben halledip geleyim.''
Arda aramızdan kalktığında Mira'ya doğru yanaştım ve yayılıp kafamı arkaya attım. O da aynısını yaptı.
''Eylül.''
''Hı?'' yorgunluktan ölüyordum.
''Ayakkabı almadık canım.''
Yalandan ağlayarak ellerimi yüzüme kapattım.
İşte bu yüzden evlenmek istemiyordum!
''Ama burada bir ayakkabı buldum!''
Kafamı kaldırıp ona baktım. Platformlu rugan ayakkabılar o kadar güzeldiler ki.
Kasaya doğru gittiğimizde Arda elinde kıyafet torbası tutuyordu. Aynı zamanda kasadaki kadına bakıyordu.
''Öküz.'' Gülümseyerek yanına gittim ve kolunun altına girip kollarımı beline doladım. ''Ayakabı beğendim.'' Diyip gülerek elimdeki ayakkabıları ona gösterdim.''
Elimdekileri aldı ve kadına uzattı. ''Bunlarda olacak.''
Beline sarıldım. Kafamın üzerine bir öpücük koyduğunda gülümsedim ve gözlerimi kapattım. Çok kısa boylu değildim ama onun yanında kendimi çok cüce hissediyordum. Ve aynı zamanda sıradan.
O mükemmeldi. Gülüşü, sinirli oluşu herşeyiyle mükemmeldi.
Ve sadece benimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUNLU AŞK ☠
Teen Fiction^^ 'Sorunlu Aşk' Serisinin İlk Kitabıdır. ^^ Okulumda gayet mutlu bir hayat süremiyordum, ta ki kas yığını aslında kurtarıcım olmayan kurtarıcım beni bulana dek. Hayatımı daha da batıran bu adama aşık olmaksa hayatımda yaptığım hatalardan en mutlu...