-9-

27.1K 891 32
                                    

"Arda yavaş."

"Ya kızım önümü dahi görmüyorum yaa."

Ofladım ve Atlas'ın gelmesini bekledim. Arda kör kütük sarhoştu ve ben onunla başa çıkamıyordum. Öküz gibiydi çünkü.

"Arda ağırlığını bana verme."

"Sende bana veriyosun." dedi ve sonra kocaman bir kahkaha patlattı. Geveleyerek konuşuyordu ve kahkaha atarken yere düştü.

Onu orada bırakıp gidebilirdim ama içim el vermiyordu. Gidemiyordum ve nedenini de bilmiyordum.

"Arda yerden kalk." Atlas'ın sesini duyduğumda kafamı kaldırdım ve ona tapıyormuş gibi baktım. "Eylül." bana baktı ve araba anahtarını fırlattı. "Arabayı buraya getir. Bu öküz oraya kadar taşınmaz."

Gülmemek için kendimi zor tuttum. Topuklu ayakkabıların izin verdiği kadar koştum. Arabaya ulaştığımda derin bir nefes aldım ve arabayı çalıştırdım.

"Arda'nın dediği gibi. Eğlence yeni başlıyor bebeğim."

Mırıldandım ve arabayı barın önüne getirdim. Arabadan indim ve arka koltuğa geçip Arda'nın kafasını koluma yaslamasına izin verdim.

"Sana birşey diyeyim mi Eylül?"

"Ben Mira'yı bulup geliyorum." Atlas'a baktım ama çoktan kapıyı kapatıp gitmişti bile.

"Sen var ya... Dünyanın en güzel kızısın ama haberin yok." hala geveliyordu ve yutkundu. "Seni ilk gördüğüm günden beridir aklıma gelmemen için delirmiş olmam gerekirdi. Her zaman aklımda oluyorsun. Seni aklımdan çıkaramıyorum..."

Sonra sustu ve ben öne eğilip ona baktım. Gözleri kapanmıştı ve nefesleri düzenliydi. Yavaşça yana kaydım ve kafası dizime düştü. Orda yatmasına izin verecektim. Bütün bu söyledikleri sarhoş olduğu içindi. Başka bir açıklaması olamazdı.

Arda'nın evini Atlas'ın nereden bildiğini sormadım. Arda'yı yatağına yatırdığımızda Atlas ve Mira aşağıya indiler. Kapısı açık bir oda ve kendi dolabımı gördüm.

Kapıyı biraz daha açıp odayı taradım. Beyaz ve mor renkler hakimdi. Çok hoş tasarlanmıştı ve evimdeki küçük kütüphanemde buraya taşınmıştı. Odayı bu hale getirmesi centilmenlik mi yoksa yalakalık mı bilmiyordum.

Ama Arda'nın beni önemsediğini yeni anlıyordum. Bu gece burada kalmalıydım. Merdivenlerden aşağı indim ve Atlas'ın önünde durdum. "Şey ben burada kalsam iyi olacak."

"Sende mi sarhoşsun?"

"Hayır... Sadece burada kalmak istiyorum. Lütfen."

Atlas bir iki dakika sustu ve sonra manaton bir sesle konuştu. "İstediğin zaman gelebilirsin." dedi ve o koskocaman evin küçücük kapısından çıktı. Bende eve bakındım.

Ev siyaha hakimdi ve beyaz deri koltuklar bu uyuma daha hoş bir hava katıyordu. Arda'nın da kocaman bir kitaplığı vardı ve spor bir evde kitaplık bulundurması garipti.

Odasının duvarında grafiti vardı ve bu çok hoşuma gitmişti.

Odası...

Onun şuan üst katta uyduğunu bilmek beni öldürüyordu. Hatta onunla aynı evde olmak beni yiyip bitiriyordu. Yılbasına son on beş dakika vardı ve ben boş boş girmek istiyordum. Bir.senede uyusam birşey olmaz dedim ve odama çıktım. Dolabımdan pijamalarımı aldım ve üzerime geçirdim. Yatağıma uzandım ve bütün gece boyunca donan bacaklarımı ısıtmak için çaba harcamadım.

Yatağın diğer tarafı çöktüğünde umursamadım. Bu parfüm kokusunu tanıyordum.

Iki kol belimi sardı ve beni kendine bastırdı.

"5-4-3-2-1..."

"Mutlu yıllar cazgır."

"Mutlu yıllar sapık. "

SORUNLU AŞK ☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin