SORUNLU AŞK ☠

-16

 Miley Cyrus-Adore You

Sabunlu sabunlu banyodan çıkamamıştım ve en az on dakika kaybettim. Durulandım ve üstümü giyinip aşağı indim. "Atlas! " Diye bağırdığımda bayılacak gibi duruyordu.

Arda'nın meşhur beyaz deri koltuklarında simsiyah bir şekilde duruyordu ve saçı darmadağındı. Gozlerinin altında mor halkalar vardı. "S-sen kenine ne yaptın?"

Atlas elini tekrar saçlarının arasından geçirdi. "Ben değil kız kardeşim yaptı."

Aylin'i düşündüm. En son Eskişehir'e gitmişti.  "A-Aylin'e ne oldu?"

Sertçe yutkundum. Umarım ona bir şey olmamıştır. "Aylin buraya, yanıma geliyor."

"E ne güzel işte." diye atladı Arda. Bencede güzeldi.

Atlas biraz Arda'ya baktı ve sonra kafasını bana çevirdi. Gözleri siz anlamıyorsunuz boşuna konuşuyorum tarzında bakıyordu.  "Kocası ve iki kızıyla."

Gozlerim yerinden çıkacakmış gibi oldu. Kocası mı? "Afedersin?"

"Evet. Aylin bizden habersiz evlenmiş."

Şok üstüne şok yaşıyordum. Atlas ciddi olamazdı değil mi? Aylin tahminlerime göre şuan en fazla yirmi yaşındaydı.

"İki senedir evli ve ikizleri var. İkisi de kız."

"Aylin kaç yaşında?" Arda onu önemsiyor muydu yoksa sadece öyle görünmek için mi yapıyordu bilmiyordum ama onunla ilgilenmesi hoşuma gitmişti.

"Aylin yirmi bir yaşında yani..."

"19 yaşında evlendi öyle mi?"

Atlas iç çekti. "Evet."

"Mira nerde?"

Atlas haykırdı ve ayağa zıplayıp orta sehpaya tekme savurdu.Arda kollarını kendine siper etmişti ki
sehpanın camları paramparça olunca korkudan altıma ediyordum. Arda üstüme kapandı ve inlediğini duymamla boyumdan bir sızı yükseldi.

"Şeytan görsün onun yüzünü! Ondan nefret ediyorum. O bir or..."

"Atlas o bir kız." Arda'nın sakin sesine Atlas sadece dönüp baktı.

Arda üstümden kalkınca direk kolunu tuttu. Dirseğinden kan damlıyordu. "Siktir." dedi.

"Bant saralım bişey yapalım!"

Elini yanağıma koydu. "Sakin ol. Sen Atlas'la ilgilen bende koluma bakıp geleyim tamam mı?" derin bir nefes alıp kafamı hızlıca salladım.

Arda mutfağa girdiğinde derin bir nefes alıp Atlas'a baktım. "Mira'yla ne oldu?"

Bir küfür savurdu ve evin içinde volta atmaya başladı.  "Evine gittim. O lanet olası evine sadece üzgün olduğum için ona ihtiyacım olduğu için gittim. Peki o ne yaptı? Beni aldattı." Ağzım bir karış açık kaldı. "Hemde kimle biliyor musun? Senin o çok sevdiğin grubundaki çocuk varya..."

"Atlas o bizim grubumuz."

Bağırmaya başladı. "Göktuğ o gruptayken ben o grupta değilim!" Göktuğ mu? Bana aşık olan Göktuğ ve Mira...

"Nasıl aldattı?"

"El ele kol kola gezmişler Eylül." bir iki saniye durdu ve sonra tekrar bağırdı. "Onunla yatmışlar! Mira'yı onu öperken gördüm ben! Beni aldattı!"

Gözlerim doldu ve ona baktım. O bunu hak etmiyordu. "Atlas..." sesim titremişti.

"Ne!" diye bağırdı ve ben babamın bana nasıl bağırdığını, beni nasıl dövüp evde yanlız bırakıp gittiğini hatırladım. Biri bana bağırdığında aynen bunlar oluyordu işte. Bağırılmasına dayanamıyordum. Annem ölmeden öncede her zaman havga ederlerdi ve bağırıp çağırırlardı... Bu, ölümden de beterdi.  

İçimden bir ürperti geçti ve hemen arkasından bende bağırdım. "Bana bağırma!"

Tutamadığım bir hıçkırık boğazımdan kaçınca Atlas hızla bana döndü ve gözlerini kısarak baktı. Ellerimi yüzüme kapadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"E-eylül..."Ayak sesi duydum ve biri beni güçlü ve çıplak kollarıyla sardı. Kokusunu içime çektim. "Atlas git evimden."  Bana daha çok sarıldı ve açık ıslak saclarımı parmaklarıyla taradı.

Sertçe kapanan kapı sesiyle yerimde hopladım ve o beni daha çok sıktı. Kollarımı kurtarıp boynuna doladım ve bir gün önceki gibi beni kucakladı.

"Şhh. Ağlama..." Boynuna daha sıkı dolandım ve daha da fazla aglamaya başladım. Yine ben üzgündüm ve yanımda yine Arda vardı.

Böyle yaparak eline ne geçiyordu bilmiyordum ama... sanırım ona bağlanıyordum...