-4-

36K 1K 166
                                    

Bölüm Şarkısı: The Wanted - Show Me Love America 

''Öğrendin mi?'' 

Sakin olmaya çalışıyordum ama bu gece yemeye çıkacağım adamın kim olduğunu öğrenmek zorundaydım.Yani, çıkacaktım değil mi? Yirmi iki yaşındayım ve erkeklerin ne bok olduğunu çok iyi öğrenmiştim. Hani olur da -ki asla asla ama asla olmayacak- ondan hoşlanırsam kimden hoşlandığımı bilmem gerekiyordu.

''Tabii kızım. Sen abini kim sandın?'' Atlas havalı bir şekilde konuşmaya çalışmamalıydı. Kesinlikle.

Gözlerimi devirdim. ''Anlat hadi Atlas!''

''Tamam... Arda Bakır. Yirmi üç yaşında. Kendine özel evi ve arabası var. Babası mimar ve oğlununda onun yolunda ilerlemesini istiyor. Ama Arda şu kötü çocuklardan. İçki kumar sigara ne ararsan var. Para da bol. Hatta baya bol. Basıyolar resmen. Aynı zamanda cinayet işlemiş biri.''

Gözlerim yerinden fırlayacak sandım. Cinayet mi? Vaz geçtim, yemeğe falan gitmiyordum. Açlıktan kendi kendime ölürdüm daha iyi. 

''Pörtletme hemen gözlerini. Eski sevgilisi öldüğü için...''

''Eski sevgilisinin katili mi!'' diye ciyakladım ve tüm kafeterya bize döndü. 

''Önünüze.'' Atlas elini havada salladı. ''Ciyaklamayı keser misin? Yok öyle bir şey. Sevgilisine asılan birinin katili. Üstelik döverek öldürmüş.''

Gözlerimi açmamaya çalışarak onu dinledim. ''Yani başka?''

''Oğlak burcu. Ocak 2 doğum günü.'' sırıttım. Esnedi ve arkasına rahatça yaslandı. ''Aslında bakarsan tüm fakültenin kızları peşinde. Ama Mira asılmıyor.'' 

Kafetaryayı izlerken gözlerim arkadaki manzaraya takıldı ve aynı anda boğazıma bir yumrunun oturması bir oldu. Sertçe yutkunup sakin gözükmeye çalıştım.  ''Sen öyle san.'' 

Arda ve Mira kafeteryanın diğer köşesindeki masaya oturmuş kahakaha atıyorlardı. İkisi ya iyi arkadaştı ya da Mira onu etkilemek için elinden geleni yapmıştı. Başarmışa benziyordu.

''Hassiktir.'' 

Bana döndü ve hızla nefes aldı. ''Şey aslında bakarsan sadece arkadaş olma gibi bir şeyleri de olabilir.''

''Saçma sapan cümleler kurduğunun farkında mısın?''

''Ne bileyim abisi.'' Ayağa kalktım ve askılı çantamı omzuma attım. Atlas beni bileğimden yakaladı. ''Nereye be?''

''Mira'yı yanlız mı bırakmak istiyorsun? O zaman gitmeme izin ver.''

''Üzgünüm ama sevdiğim kız için kardeşimi aslanlara vermem ben.'' 

Bana şirinlik mi yapıyordu yoksa işimi düzgün yapmam için yağ mı çekiyordu bilmiyordum.

''Arda'yı sevmedim. Hakkında tonla iğrenç haber duydum. Çocuk genelevden çıkmıyormuş. Sana söylediğim cinayet meselesi en iyisi.'' Birdaha yutkundum. ''Bir piç için kardeşimi mahvedemem anladın mı?''

İşte bu sefer ciddi olduğunu anlamıştım. ''Peki tamam. Şimdi gitmiyorum ama onunla yemeğe çıkmalıyım.'' 

''Ah hadi amaa.'' Tuttuğu kolumu bıraktı. 

''Atlas... İyiliğimi düşündüğünü biliyorum ama bana onu tanımam için zaman vermek zorundasın. Onu bir de benim tanımam gerekiyor.'' 

''Sana anlattığımdan farklı bir şey duyamazsın Eylül.'' gözlerini devirip masaya döndü.

''Duymazsam seni gizli gizli ararım sende beni arar felaket habercisi gibi konuşmaya başlarsın bende masadan kalkarım tamam mı?''

Tekrar gözlerini devirdi ve bana baktı. ''Sen beni aramasan bile ben seni arar felaket tellağı gibi bağırırım.''

''Tellak ne be?''

''Modern dünyadan ayrıl biraz.'' 

Gözlerimi devirdim ve kafeteryanın çıkışına doğru yürüdüm. Onların masalarının önünden geçmek zorundaydım. Beni fark etmesi için bazı masalarda durup bizim grupla sohbet ettim. Arda beni fark etmişti. Hatta gülmesi bile kesilmişti. 

Akşam yemekte bunu iyi ödeyecekti.

Buse'ye ''Görüşürüz.'' dedim ve elimi havada salladım. Yanlarından gülerek ayrılırken Mira ve Arda'ya bakamamak için çantamla uğraşıyormuş gibi yapıyordum ve bazı masalardaki insanlara selam veriyordum. 

''Eylül!''  Mira'nın sesini duyduğumda ona döndüm ve gülümsedim.

Yanlarına doğru yürüdüm ve Ardayla Mira'nın arasındaki sandalyenin başında durdum. ''Selam.'' 

''Otursana.'' dedi Mira. ''Bende Arda'ya okuldan bahsediyordum.'' Arda'nın bana tatlı bakışları sanırım senin burada ne işin var cinsindeydi ama umursamadan Arda'nın yanındaki sandalyeye çöktüm.

''Eylül senin bende notların vardı ya canım? Gel ben sana onları vereyim.'' dedi ve kaşlarımı çattım.

''Ne?'' Arda kolumdan sıkıca tuttu ve beni ayağa kaldırıp hızlı adımlarla çıkışa yürüdü. Boş koridora çıktığımızda beni duvara yapıştırdı.

''Senin burada ne işin var?'' diye resmen yüzüme doğru gürledi. Yüzlerimizin arasında tam olarak bir iki santim vardı.

''Ne o? Arda Bakır parasıyla okulu da mı satın aldı?''

Gözlerinin kahvesi yavaş yavaş siyaha dönmüştü ve kasları kasılmıştı. Bu sinirlendiğine işaretti. ''Hayır Eylül Tekin. Arda Bakır burayı satın almadı.'' 

Güldüm ve gözlerinin içine bakmaya devam ettim. ''Nereyi satın aldı?''

''Eylül Tekin'i babasından satın aldı.'' 

Multimedia Arda

SORUNLU AŞK ☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin