Hepimiz hatalar yaptık. Belki zaman yanlıştı karşılaşmaya, belki de veda sözcükleri biraz yarım, biraz eksik. Onunla tanıştığın gibi veda edemediysen, senin de dilinin bağı kesik. Ben yalnızca "gitme" diyebilmiştim, veda bile edemeden. Benim senden neyim fazla, neyim eksik... Hataları kendinde aramıyor kimse, aramak istemiyor. Ne yazık ki bazı aşklar hiç hata kabul etmiyor. Her şeyini verdi sanıyor insan, halbuki veda etmesini bile bilmiyor. Aşk'ın ayrılık perdesi gelip çatınca, sahneye çıkamıyor, çıksa da palyaçoyu oynamaya başlıyor. Giyemiyor üstüne hep rolünü üstlendiği o kahraman aşığın montunu ve yediremiyor kendine kendi getirdiği trajik sonunu. Perde kapanıyor arkasından, sahnelenmeyenler atıp tutuluyor perde arkasından. Ve unutuyor insan;
Yürekte sıkışıp kalmış bir aşk, dil veda ettikten hemen sonra en saf haliyle sızar yürekten...
Bedeni artık yanımızda olmayacak diye en güzel anılarımıza sövüyoruz. 'Ben'i 'biz' yapan en güzel başlangıçların, sonu geldiğinde 'o' olmasından zerre çekinmiyoruz.
Vücut et parçası, anılarıyla gerçekten var olur insanoğlu. Eski'nizin arkasından kötü konuşmayın, hakaret etmeyin. Eski diyorum çünkü bir zamanlar var olduğu için şimdi eski oldu. Yoksa hiç olurdu. Her ne olursa olsun, onunla bu dünya hayatında, sizin yazdığınız tarihin birinde, sizin ayak bastığınız coğrafyanın bir bölgesinde yaşamlarınız birbirine değmiş, aşk deyip 'siz' olmuşsunuz, yahut aşk sizin birbirinize yaptıklarınıza değmemiş, aşk sandığınız sanılmakla kalmış ve yollarınız ayrılmış.
O sizin, dünyanın bir yerinde, bir tarihinde anınız, yaşanmışlığınızdır.
Yanınızda mutlu edemediğinizi bari arkasından üzmeyin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZLEŞME
Short Story"Bazı yaralar sâdıktır yarınlara..." Kaybedenlere yazıldı bu kitap, yarım kalanlara, eksik bırakılanlara, düşenlere, düşürülenlere, düşleri kırılan ama içinde bi'yerlerde hâlâ o deli çocuğu yaşatanlara; ve ölüme, koyu bir sitem gibi, e...