Öğrendik Sonra...

15 2 0
                                    




           

Yenildik. Küçücük hayallerimiz vardı çayır çimen koşturan, ormanın gerçeklerine yem edildik...

Ormanlar gibi hayat, derin, karanlık ve soğuk. Çok sular aktı sonra, kağıttan gemiler yüzdürüldü sularda, hep hayaller taşıdı gemiler uzak, çok uzak kıyılara.

            Ormanlar gibi hayat, zorlu, dallı ve aldatıcı. Hiç görmeseydik yeşili, hiç büyümeseydik ağaçlar boyu ve hep yüzseydi gemiler sularda.

            Kaçışımız yoktu, köksüz sapsız bir ot gibi bitiverdik koca ormanın ortasında. Suya sığındık, gemilerimiz taşlara çarptı. Neden yalnız kalamazdı insan hayatı boyunca, neden kök salacağı bir taş olmadan ayakta kalamazdı... Taşa tutunduk biz de, hayatta kaldık ormanda ama battı gemilerimiz, ıslandık biraz ve yeşerdik sonra. Anladık ki bu büyük ormanın başka manzarası da varmış, göğe baktık, göğü öğrendik...

            Yeşile sevdalanıp ormandan kaçmak, değer mi aşka?

Suda duran iki taş parçası, birbirine ne anlatabilirdi gökten ve sudan başka...

            Kabullendik sonra, büyümüştük ve sevdalanmıştık. Suda hayallerimizi yüzdürecek o küçük gemilere ihtiyacımız yoktu artık, küçük taş parçası bize hayal kurmayı öğretmişti...

            Artık korkmayacaktık ormandan, yeşile fazla bağlanmayacak, suya alışacak ve ne zaman istersek gökyüzüne bakacaktık.

Büyümüştük ve sevdalanmıştık, kabullendik. Suya indik, göğü gördük, yine hayal kurabildik. İki'ydik artık ve bu çok güzel bir şeydi. Hayat derindi, hayat zorluydu ama ayakta kalmamız birlikteliklerimizdendi.

Ve öğrendik, biz de başka otlara taş olduk sonra...

YÜZLEŞMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin