Sabahın altısında kalkıp sokakları süpüren abilere selam verdim bu sabah. Kendim için değil bu kez, senin için yaptım bunu. "Kolay gelsin" dedim, durdum biraz ve yürüdüm sonra. 'Abi' dedim, 'ağabey' pek içten gelmiyor bana. Bastıra bastıra söyledim. Giderken söylediğin "hayatında başarılar" samimiyetinde değil. Ben yürekten söyledim, sen dilinin ucuyla gittin...
Şimdi sözlerime kürtajlı kalemimin gözü açılmamış bebesi, kağıda dönmüş ağaçlarıma kuru yaprak, gediğine oturamamış yassı bir taş parçası, kulağıma epey bir ders aldığım sancılı bir küpesin. Düşeceksin.
Az geçiyorsun cümlelerimde, vazgeçiyorum senden.
Acıtamıyorsun, geçiyorsun artık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZLEŞME
Short Story"Bazı yaralar sâdıktır yarınlara..." Kaybedenlere yazıldı bu kitap, yarım kalanlara, eksik bırakılanlara, düşenlere, düşürülenlere, düşleri kırılan ama içinde bi'yerlerde hâlâ o deli çocuğu yaşatanlara; ve ölüme, koyu bir sitem gibi, e...