Balkonlarıma küs kuşlar ve ben ne vakit balkona çıksam göklerin koynuna sokulan bir tepeye doğru seyirtiyorlar. Kanatları kırılmamış da kuşların, gökleri alınmış sanki ellerinden. Soylu bir derdi korur gibi kaçışıp gidiyorlar, uçuyorlar, uçuyorlar ve her biri git gide biraz daha küçük geldikçe gözüme göğün altında, benden de göğümü götürüyorlar.
Tepede bir mezarlık var. Epey bir yokuşu tırmanmak gerekiyor en tepeye. Ve ne zaman oraya çıksam, uçabileceğimi sanıyorum şehrimin üzerinde. Ama altında ölüler yatıyor.
İçimde kuşlar incindi benim, hırpalandı tek tek ve gökyüzünden ayrı kaldığında birileri, bir tüy daha düştü yeryüzüne.
Seni gittiğin için değil, içimdeki kuşları incittiğin için affetmeyeceğim.
Göğümü çaldın gökyüzüm. Ölüyüm artık, tepede yatıyorum. Sığınamayacaksın bir tepeye daha, zincirlenecek senin de kuşların ayaklarından, bir tüy daha düşecek yere ve sen hayallerinin yokuşundan düşüp yaralanacaksın. Ben başka göklere göçtüğümde anlayacaksın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZLEŞME
Short Story"Bazı yaralar sâdıktır yarınlara..." Kaybedenlere yazıldı bu kitap, yarım kalanlara, eksik bırakılanlara, düşenlere, düşürülenlere, düşleri kırılan ama içinde bi'yerlerde hâlâ o deli çocuğu yaşatanlara; ve ölüme, koyu bir sitem gibi, e...