Gnossienne tınıları akar paçalarımdan, ellerimde ıhlamurlar, şarap niyetine yudumlarım anılarımı gecenin çıkmaz sabahlarında. Uykularım uğramaz yatağıma, en baş döndüren de tütün dumanı değil, yalnızlık kokusudur sabahların ayazında.
Ölüme kızgınım be abi. İntiharlarla süsleyemem saçlarını, sevindiremem onu çocuklar gibi. Zaten ölerek kim yetişmiş ölüsüne, kim yakalayabilmiş, çoktan geç kaldığını? Yaşayarak toplayacağım paçalarımı, boynumdaki halatları, yaşlanarak keseceğim ve bıçak izleri değil, petunya filizleri uzanacak bileklerimde, umut niyetine adın geçecek, acım geçecek dileklerimde...
Sanki hiç var olmamış bir kadın için yazılan tek şarkının, o toplayıcı, o vurucu, o son dizesi gibiyim. Okunmasam var olacak kadınım, okunsam ben biteceğim...
Biliyorum ki, yolları belirsiz ormanlardadır huzur, en güzel manzara, en yüksek uçurumdadır, en kıymetli şeyler en derinlerde, mutluluk acılar ardında, hep uzaklardadır en güvenli limanlar ve hep yollardadır en güzel insanlar. Savaşman gerekir, koşman, düşmen, kırılıp parçalanman, pişmen gerekir geceler boyu, ağlaman, gülmen, tırmanmak için feda etmen ellerini en zehirli sarmaşıklara ve hatta belki uçman gerekir yalan mavisi semalara ama ne olursa olsun hep yolda olman, tüm bunlar için yaşaman...
Bir teselli ver Ali, içinde ölüm geçmesin.
- Ölüm geçsin üzerinden Ali, yaşamak için düşmek de lazım.
Ezilsin düşlerin, dizlerin titresin ki sonunda silkinsin, ayağa kalksın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZLEŞME
Short Story"Bazı yaralar sâdıktır yarınlara..." Kaybedenlere yazıldı bu kitap, yarım kalanlara, eksik bırakılanlara, düşenlere, düşürülenlere, düşleri kırılan ama içinde bi'yerlerde hâlâ o deli çocuğu yaşatanlara; ve ölüme, koyu bir sitem gibi, e...