Böyle sıra sıra dizilmiş acılar içinden acı seçiyoruz. Yaşıyoruz, yaşatıyoruz da belki, sonrası yüreklerin kürtajı... Demir gibi soğuklar iniyor ellerimize, üşüyoruz, üşütüyoruz da belki, hemen öncesi kor yürekler...
'Galiba'lara tutunmuş hayatlarımızın ucunda sallanıyor 'keşke'ler ve belki de 'ama'larımız en büyük pişmanlıklarımız. Kendimize aşktan, sevgiden öte bir şey geliştiriyoruz ve en uçlarda yaşıyoruz tüm duyguları. En ucumuz bundandır ki hep buruk, biraz kırık ve çokca yarım. Yarım soğukların hafif yapraklarıyız ve dokunsalar aldatacağız mevsimleri. Narin yaprakların ince olur ya dalları da, dokunsalar kopacağız ve işte hayatın tam orasında, tam ortasındayız, sallanıyoruz hayatın ucunda...
Uçlar bize hep yakın, en yakın; oysa dibi görünüyor o sevgisizlerin, sevgisiz yaşayanların... Demir gibi soğuk ellerle tutunuyoruz ağaçlara ve sallanıyoruz ince dalların ucunda. Vay haline dört mevsim yapraksız kalanların...
Uyuyoruz burada. Saatlerimizin alarmından yüksek ses çıkarabilirsek uyanabiliriz belki. Aynı mezarlığa düşecek çok çeşit yapraklarız sadece ve uçuyoruz ince dalların ucunda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜZLEŞME
Short Story"Bazı yaralar sâdıktır yarınlara..." Kaybedenlere yazıldı bu kitap, yarım kalanlara, eksik bırakılanlara, düşenlere, düşürülenlere, düşleri kırılan ama içinde bi'yerlerde hâlâ o deli çocuğu yaşatanlara; ve ölüme, koyu bir sitem gibi, e...