Yeni Yıl

4.9K 349 1.2K
                                    

Gaye Su Akyol - Biliyorum

Bölüm öncesi minik mesajlaşmamızı okumadıysanız bekleriz😘

Ateş'e çayını uzatıp bacağıma altıma alarak oturdum karşısına. Bir yudum alıp gözlerini bana dikti devam etmemi bekler gibi. Göz kırpıp başımı salladığımda güldü, "E anlatmayacak mısın? Söz verdi. Sonra?". Omzumu silkip iki elimle sardığım kupayı dudaklarıma götürdüm. Yudumumu yavaşça yutup "Bir şey olmadı." dedim, "En azından kayda değer bir şey olmadı.".

-Kayda değmeyenleri anlat o zaman.

Hafifçe gülüp koltuğa yasladım bedenimi. Ne diyeceğimi de bilmiyordum aslında. Çünkü gerçekten şu bir haftada hiçbir şey olmamıştı, "Laba geldi bol bol.". Ateş gözlerini devirip "Elçin" dedi biraz sinirli, "Artık kelime kelime anlatmasan şunu.".

-Of tamam tamam! Ama cidden bir şey olmadı işte. Laba geldi. Neredeyse her gün. Biraz konuşmaya çalıştı benimle. Biraz Duru'yu kullandı bunun için. Ama ben azıcık soğuk davranmış olabilirim sanırım yine.

-O niye?

Sesli bir nefes verip dudaklarımı birbirine bastırdım, "Söz vermekle olmuyor Ateş. Tamam evet ağır bir şey söyledim belki güvenmiyorum diyerek. Ama bir şey yapması lazım tersine inandırması için.". Ateş tek kaşını kaldırıp "Mesela?" diye sordu, "Mesela ne yapsın?". Dudağımı sarkıtıp "Bilmiyorum ki." dedim, "Kendi kendime soruyorum bazen ne yapsa güvenirsin diye. Ama cevabım yok.".

-Seviyor seni.

-Saçmalama. Eğleniyor benimle. Tensel bir çekim. Çok iyiyim demek.

Ateş ağzından çayı püskürtürken kızarıp gözlerimi yumdum, "Ay pardon bir an Begüm'le konuşuyorum gibi geldi. İyi misin Ateş?". Başını sallayıp uzattığım peçeteye ağzını silerken bana göz ucuyla baktı. Panikle ne yapacağımı bilmeden "Şey neyse" dedim, "Sevmiyor yani.". Ateş de bana katılmaya karar vermiş olacak ki "Seviyorum dese?" diye sordu. "Bir adım olurdu en azından." dedim dürüstçe. Başını iki yana salladı, "Çok sertsin Elçin. Adama fırsat vermiyorsun ki sızsın duvarlarından. Dimdik duruyorsun önünde. Ne yaptı mesela laba gelince?".

-Hastalığımı sordu. Çaktırmadan ateşimi de kontrol etti ilk geldiği gün. Onun haricinde genel öyle. Bir şey yapmadı. Sanırım akşamları eve dönmeye başlamış. Duru öyle dedi. Sabahları Barış hazırlıyormuş okul için.

-Duru bunu kendiliğinden mi dedi?

Başımı sallayıp Ateş'in getirdiği kurabiyeden attım ağzıma. Şişmiş yanağıma bakıp güldü, "Yavaş ye. Hepsini sana getirdim kızıl.". Kendi de bir tane alıp ucundan ısırdı, "Barış dedirttirmiş olabilir mi?". Omzumu silkip ağzımdaki lokmayı yuttum, "Düşündüm aslında ama Duru çok akıllı bir kız. Öyle kolay kolay bir şey yaptıramazsın ona. Sanırım Barış'la zaman geçirmekten keyif alıyor gerçekten, o yüzden anlattı.". Ateş başını hafifçe sağ omzuna doğru yatırıp "Olabilir." dedi. Kurabiyesini bana doğru sallayıp gözlerini büyüttü sonra, "Ya da amcasının sözünü dinliyor. İyi anlaşıyorlar belli ki.". "Anlaşıyorlar." diye mırıldandım, "Çok güzel amcalık yapıyor. Baya seviyorlar birbirlerini.".

-İyi baba da olur o zaman.

Gözlerimi devirip "Bak ya!" dediğimde güldü, "Ne üstüne alındın kızıl? Annesi sen olacaksın mı dedim ki?". Parmağımı yüzüne sallarken sırıtarak bana baktı, "Sen varya çok kötüsün Ateş, çok!".

-Bana bayılıyorsun, itiraf et!

Kıkırdayıp "Salak!" dedim, "Ee ne yapıyormuşuz bu akşam şimdi? Tombala?". Ateş kocaman bir kahkaha atıp çayını sehpaya bıraktı, "Ne tombalası? Bir arkadaşımın evinde parti var oraya gidiyoruz.". Ağzımı açmaya çalıştığımda parmağını kaldırıp kaşlarını çattı, "Sözümü dinleyeceğine söz vermiştin kızıl. Hiç yorma o güzel çeneni. Hadi git giyin de çıkalım. Trafik vardır şimdi.".

CapellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin