Travis - Where You Stand
Selamlaaaaar!
Biz geldik. Teşekkürle geldik bu sefer. 200 k olmuşuz🎉🎉 Okuyan, beğenen, çocuklarımı çocukları gibi benimseyen herkese kocaman teşekkürler 🎈🎈🎈
Seviyorum sizi, iyi okumalar❤️❤️
Kendini en sevmeyen insan bile kendini çok sever aslında. Kendini haklı görür genelde her şeyde. Kendisinin fikri doğrudur. Kendisinin fikri bütün fikirlerin üstüne çıkar. Tabi tüm bunlar egoyla değişen seviyelerde vardır her insanda. İlla ki hepsi vardır ya da hepsi en üst seviyedir denmez çoğu insan için. Genelde egolarından kör olmuşlarda öyledir durum ama her normal insan da bir miktar kendisine kıyak geçer. Bence normaldir o bir miktar...
Ben de kendime geçtim sanırım o kıyağı son birkaç dakikadır. Çok tanıdığıma emin olduğum bebeğimin her hareketini çok iyi çözdüğümü düşündüm çünkü. "Anladı." dedim kendi kendime. "Anladı hatta sevindi. Ondan kızardı." diye gazımı da verdim hatta. Çünkü niye vermeyeyim, Elçin'i çok iyi tanıyorum diye düşünüyordum. Tanıyordum da aslında. Ama sanırım sadece anlamak istediğim gibi anladım bu sefer hareketlerini. Nasıl işime geliyorsa, nasıl beni mutlu edecekse o şekilde anlamak istedim. O yüzden emindim anladığına. Ama işin gerçek yüzü soruyu sorduğum an çıktı zaten ortaya.
Anlamak bir yana asla böyle bir şey beklemediği kocaman açılan gözleri ve bir miktar aralanan dudaklarından belliydi. Yüzünde önce inanılmaz büyük bir şaşkınlık gezdi. Gözleri kısıldı sonra. Ciddi miyim anlamak ister gibi baktı yüzüme. Açıkçası ben de kendime tam da Elçin'in bana baktığı gibi bakmak isterdim. Nereden gelmişti bu soru hiçbir fikrim yoktu çünkü. Normalde böyle şeyler önceden planlanırdı sanırım. En azından çevremden gördüğüm buydu. Böyle aklında hiç yokken bir anlık dürtüyle sorulmazdı. Ama ben normal bir insan değildim zaten.
O dürtü... Neydi bilmiyorum. Aklımda hiç yoktu kesinlikle buraya gelirken böyle bir şey sormak. Birkaç dakika öncesine kadar bile yoktu hatta. Ama bir şey oldu. Bir şey 'dürttü'. Elçin'in her zaman aklımı başımdan alan gülüşü müydü, bulunduğumuz yerin büyülü gibi olması mıydı bilmiyorum ama dürttü. Öyle güzel güldü ki yine aklım gitti. Onun yerine "Bu kadınla yaşlanmak istiyorsun işte Barış!" diyen bir ses geldi. Ve bana da çok mantıksız gelmedi o ses.
Mantıksız gelmedi gelmesine de hödük gibi dümdüz sorduğumun da farkındaydım. Her iki koşulda da, evet koşulları değerlendiriyorum çünkü Elçin'in ifadesi pek de içimi açmıyor, daha düzgün bir teklif planlamam gerektiğini söyledi geri dönen aklım. Tabi teklif edilecek bir ilişki kalırsa...
Ciddi olduğuma kanaat getirince elleri aralanan dudaklarının üstüne gitti. Minik bir kıkırtı kaçtı parmaklarının arasından. İçime biraz da olsa su serpen tatlı bir kıkırtı... "Barış" dedi sonra gülümseyerek. Ama gelmedi devamı. Tam ağzımı açıp "Sormadım say." diye trip atacaktım ki eli masanın üstünde gerginlikten yumruk yaptığımın farkında bile olmadığım elimin üstüne gidince sustum. "Çok tatlısın." dedi aynı gülümsemeyle, "Barış sen çok tatlı bir adamsın.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Capella
Romance"Dinle şimdi." dedi. Sesi sanki bir şeyleri incitmekten korkar gibi çıkıyordu. Şaşkınca etrafıma bakındığımda dudakları yavaşça yukarı doğru kıvrılırken elmacık kemikleri belirginleşti. Öyle güzel gülüyordu ki... Gülüşü kapkaranlık kumsalı aydınlatı...