Ev

3.7K 288 443
                                    

Michelle Gurevich - Go

"Ben geldiiiim." diyerek Gizem'in odasına girdiğimde çalıştığı kağıtlarından başını kaldırıp gülümsedi, "Ay biricik eltim gelmiş.". Masasına bitki çayını koyup gözlerimi devirdim, "Sen yapma bari ya. Demir yenge deyip duruyor zaten.". Çayını alıp öpücük attıktan sonra bir yudum içti. Yutkunduktan sonra "Yani şimdi bakınca" diyerek arkasına yaslandığında ben de çayımdan bir yudum aldım. Gizem'in yanına geliyorum diye kahve yapmak istememiştim. Kokuyordu çünkü ve kahveyi ne kadar sevdiğini biliyordum. Zaten yaşından ve sağlık sorunlarından dolayı zorlu bir hamilelik olacak demişti doktoru. Daha da zorlamaya gerek yoktu haliyle.

"Ee bakınca?" diyerek çayıyla olan aşkını böldüm. Biraz doğrulup "Heh bakınca" dedi tekrar, "Yengesi oluyorsun. Benim de eltim.". "Bir şey diyeceksin sandım Gizem ya!" deyip önündeki kağıdı çektim, "Rapor mu bu?". "Raporumsu bir şey. Şu birinci sınıfları bana veriyor ya Hakan hoca, deli ediyor beni." dedi kurabiyesinden sinirli bir ısırık alarak. "E ama hamilesin Gizem, en kolayı o. Adam da seni düşünüyor." dediğimde gözlerini kısıp kötü kötü baktı bana, "Koru hemen hocanı tabi. Hem lab işi kolay da şu raporları yazmayı öğretene kadar karnım çatlıyor Elçin ya. Baksana yani şuna.". Uzattığı rapora göz atıp kıkırdadım. Sadece göz atmamla bin tane hata gördüm çünkü, "Gül sen gül. Senin hamileliğinde de kitler birinci sınıfları sana Hakan hoca. Ben de böyle gülerim sana o zaman.".

Gülmekle korkmak arasındaki o ince çizgide nefes almayı unutunca çayım neredeyse burnumdan çıkıyordu. "Ne oldu Elçin hanım? Renginiz attı?" diyerek keyifle arkasına yaslandı Gizem. "Yani Gizem" diye söylenip ağzımı burnumu sildim, "Ben ne zaman hamilelik düşünürüm bilmiyorum. Hadi düşündüm diyelim hala burada olur muyum onu hiç bilmiyorum. Ben burada olsam bile sen burada olur musun orası da muallak.". Gizem "Merak etme çekirgem, eltin olarak hep dibinde olacağım için dalga geçmek için her türlü koşulum mevcut." deyip kıkırdadı. Ama sessizliğimden hoşlanmamış olacak ki kaşları çatıldı, "Hayırdır?".

Omzumu silkip ellerimi sıkı sıkı sardım kupama. Sanki o beni koruyabilirmiş gibi yüzümün yarısına kadar kaldırıp dudaklarımı dayadım sıcak duvarlarına. "Elçin?" dedi Gizem tekrar, "Ne oldu tartıştınız mı? Ama böyle şeyleri bana önceden söyle ki dalga geçmeyeyim seninle değil mi?". Haline gülüp kupamı masaya bıraktım. "Kavga falan etmedik rahat olabilirsin." diyerek bacaklarımı altıma aldığımda gözleri hareketlerimi takip etti, "Ay baya dedikodu moduna aldın kendini, anlat!". Ne rahattı Gizem'le tekrardan her şeyi konuşabilmek! Tabi yine de biraz dikkatli konuşmak gerekiyordu. Malum Barış ailedendi. O yüzden bağdaş kurduğum bacaklarımı ellerimle iyice kendime çekip "Daha erken böyle şeyler için." dedim.

"Of Elçin ya! Bir şey oldu sandım. Erken tabi manyak. Şimdi mi yapın dedim ben?" diyerek arkasına yaslandı Gizem. Ama benim duruşum ve ifademde bir değişme olmayınca tekrar çatıldı kaşları, "Çıkarsana şu baklayı ağzından.". Gizem'i saçma bir merak içine soktuğum için kendime kızarak "Önemli bir şey değil ya." dedim, "Ama hani bizim testler karıştı ya-". "Eeee Elçin evet karıştı." diyerek elini bir şey ister gibi salladı Gizem. Yutkunup dudağımın içini ısırdım, "O bizim için de bir test oldu. İkimiz de pek istiyor gibi değiliz çocuk falan. Yani ben istemiyorum zaten. Barış da istemiyor sanırım.". "Ee yani?" diye sordu Gizem. Belli ki devamı olacağını düşünüyordu ama bu kadardı mesele.

-Ne ee? Bu kadar işte istemiyoruz.

"İstemeyin." dedi şaşkın şaşkın, "Her çift çocuk yapacak diye bir şey mi var? İstemiyorsanız yapmazsınız. İsteyesiniz gelirse de yaparsınız. Niye dert edindin şimdi sen bunu kendine?". Tişört giydiğim için çekiştiremedim kollarımı. Onun yerine bileklerimi sıktım, "Ne bileyim Gamze teyze falan... Ne bileyim Gizem ya. Çok Türk teyzesi oldum galiba bir an sen hamilelik falan deyince.". Kahkaha atıp yanağımı sıktı, "Küçük çekirgem benim ya! Hala ilk günkü gibi bebek. Yerim seni.". Eline vurup kıkırdadım, "Dalga geçme!". Başını yana yatırıp gülümseyerek bana baktı, "Delisin kızım sen. Niye sürekli düşünüyorsun böyle şeyleri. Barış haklı yani. Zorsun.".

CapellaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin