-6-

454 25 33
                                    

12 Mayıs - Flashback

Yine bir okul çıkışı... Tabi günlerden cuma olduğu için tören vardı. Havalar da ısınmaya başladığı için beklemiştik. Bugün ayrıca Özgür beni almaya gelecekti. Aslında aramıştı ama okulun sesinden de duyamamıştım ki. Bir daha aramam gerekiyordu lakin kontörüm yoktu.

Büyük kapıdan çıktım. Yalçın'ın yanına gittim. Genelde onunla metroya yürüyordum. Özgür ortalarda yoktu. Buraya gelebilseydi onunla yürüyecektim.

Yalçın'la konuşmaya başladık ilk. Sonra Özgür'ü arayabilir miyim telefonundan, diye sorunca telefonunu bana verdi. O sırada tam metroya doğru gidiyorduk. Güzey metroyla gelmezdi çıkışlarda. Her zaman benden ayrı yöne giderdi.

Tam Özgür'ü arayacakken yan tarafımdan birinin sesi geldi. Soluma dönüp baktım. Güzey. Arkasını dönmüş geri geri yürüyor arkadaşına bağırarak ama şakalaşarak bir şey söylüyor. İlk kez sesini tam anlamıyla duyduğumu hissettim.

Beni tanıyordu. Hatta beni engellemişti. Bir yandan aynı yöne gidiyoruz diye mutluydum. Sesini duymuştum. Aramızda olan hiçbir olay yoktu duruma bakınca. Onun hakkında en ufak ayrıntıya bile mutlu olabilirdim. Bu canım acıyarak mutlu olma şeklimdi.

1 Ay Sonra...

Gözlerimi açtığımda gördüğüm rüyanın etkisiyle gözlerimi kırpıştırdım. Gerçek hayatta canımı çok fazla yakan adam, neden bana rüyalarda çok güzel davranıyordu? Gerçekten kalbim acıyordu. Gördüğüm rüyanın rüya olmasına canım çok yanıyordu.

Yarın olacak sınav stresiyle yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya geçtim. Aynadan kendime bakarken son bir ay içinde olanları düşündüm. Çağın'la biraz daha yakınlaşmıştım ve Güzey aynı dengesizliklerine devam ediyordu. Onun dışında bol bol ders çalışmıştım. Hayatımı belirleyecek son sınava girecektim ve güzel bir üniversite kazanırsam her şey güzel olacaktı.

Elimi yüzümü yıkadım ve saçlarımı bile toplamadan mutfağa geçtim. Biraz uykulu dolaştığım için direkt masaya oturdum. Hazır olan kahvaltı da gözlerimi gezdirdim ve uyanmak için çabaladım.

Bir anda karşıma bakınca Güzey'le annesini görmem bir oldu. Gözlerim pörtledi ve her tarafımdan çıkan saçlara baktım. Ah, bu halle mi karşılarına çıkmıştım gerçekten?

"Gece görsem korkarım!" dedi Güzey. Dudaklarımı büzdüm. Evet, ben de görsem korkardım aslında.

"Şşş, ayıp!" deyip ağzına vurunca annesi hafifçe kıkırdadım.

"Ne gülüyorsun kızım ya?" dedi Güzey. Omuz silktim ve saçlarımı toplamak için masadan kalktım.

"Nereye gidiyorsun?" dedi annem.

"Saçımı düzeltip geliyorum." dedim ve banyoya geçtim. Aynanın karşısına geçip tokamı çıkardım. Tekrardan sıkı bir şekilde topladıktan sonra mutfağa geçtim.

"Başlayın hadi, çayları koyayım ben de." diyordu annem geldiğimde.

"Eee gençler, yarın sınav var. Hazır mısınız?" dedi Güzey'in annesi.

"Anne lütfen o konuya girme, geriliyorum." dedi Güzey.

"Ben hazırım. İstediğim yeri tutturabilirim inşallah." dedim. Annem de yerine oturunca kahvaltıya başladık.

"Bugün kafanızı dağıtmak için gezin, dolaşın." dedi Güzey'in annesi. Bizi en çok yakıştıran kişiydi sanırım. Canım kaynanam ya.

"Bak onu diyecektim Hilal'e. Sezgi buluşma ayarlamış da Hilal, Çağın, sen, ben buluşalım bugün, dedi. Ben de bana uyar ama Hilal'e sorayım, dedim. Seni niye davet etti bilmiyorum gerçi." dedi Güzey. Tamam Çağın arkadaşımdı. Güzey sevdiğim zaten de Sezgi ne alaka? Keşke gelmeseydi. Neyse, yine de gidecektim.

Galata Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin