Alarm beynimin içinde bangır bangır öterken hışımla kalkıp kapattım. İki günün ardından okul günü gelip çatmıştı. Güzey'in okulu bir hafta sonra başlayacağı için karşımda mışıl mışıl değil, bildiğiniz ağzı açık bir şekilde yatıyordu ama onu da kaldıracaktım. Çünkü kendisi bugün beni okula götürmek istemişti. Hem ben okulun yolunu bilmiyordum hem de yaşadığım kaçırılma olayı onu tedirgin ediyordu.
İki gün önce Utku'yla Derin, İstanbul'a geri dönmüşlerdi. Utku çekimleri başlayınca yeniden gelecekti. Tabi Derin'e karşı bir şeyler hissettiği için de getirebildiği kadar Ankara'ya getireceğini biliyordum. Utku'nun hikayesi gerçekten beni etkilemişti. Utku'nun hiç görmediğim anları önüme geldikçe üzülüyordum. Kimse acı çekmeyi hak etmiyordu.
Uraz, Utkular'ın gittiği gün evine gitmişti ama sabah olur olmaz geliyordu. Tabi herkesin gönül işleri farklı olduğu için Uraz'ın yeni adresi de bizim evdi. Bundan sonra Su'yun dibinden ayrılmayacağına emindim. Düşündüğüm bir şey daha vardı ki Su da eski Su'ya geri dönebilirdi. Aptal aşıklar birbirine kavuşabilirdi.
Güzey'in alarmı da ötmeye başlayınca kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Kalkar kalkmaz kahvaltı yapmayı sevmediğim için dün eve kruvasan stoklamıştım. Onlardan yiyecektim. Artık Güzey kahvaltı yapmak isterse kendi hazırlardı.
Banyodan çıktıktan sonra mutfağa geçtim. İki kruvasan alıp odaya geçtim. Güzey de kahvaltı yapmak istemezse birini ona verecektim. Odada olmadığını görünce onun da banyoya girdiğini tahmin ettim. Kendi kruvasanımı açıp yavaşça yemeye başladım. Odanın kapısı açılınca o tarafa baktım. Uykulu gözlerle yatağına oturdu Güzey. Bana dönünce diğer kruvasanı ister misin, anlamında salladım. Kafasını beni onaylarcasına sallayınca ona verdim. Kendi kruvasanım bittiği için dolaptan kıyafet alıp banyoya girdim. Kıyafetlerimi giyip saçlarımı düzleştirdikten sonra hafif bir makyaj yaptım. Banyodan çıktığımda Güzey de giyinmişti. Yatağını bile toplamıştı. Ben de hemen yatağımı topladım. Çantamı alınca birlikte evden çıktık.
Sabah konuşmayı seven biri değildim ama bugün okulun ilk günü olduğu için heyecanlıydım. Aslında üniversiteye okul demek biraz saçma geliyordu. Yine de içimde heyecan vardı işte. Yeni bir ortama girecektim. Yeni insanlarla tanışacaktım. Bir sürü şey yaşayacaktım. Ayrıca istediğim bölümü okuyacaktım. O yüzden heyecanlıydım. Lise, ortaokuldan farklıydı. Şimdi de üniversitenin liseden farklı olacağına emindim.
Durağa gelince Güzey oturaklara otururken ben ayakta kalmayı tercih ettim. Bir yandan da yerimde sallanıyordum. Telefonumu çıkarıp üniversitenin yerini navigasyondan açtım. Güzey bildiğini söylemişti ama yine de tedbirli olmak gerekiyordu.
"Niye sallanıyorsun?" deyince ona döndüm. Yanındaki oturaklarda insanlarla dolmuştu.
"Bilmem. Heyecanlıyım." dedim ve gülümsedim. Bana karşılık gözlerini devirdi.
Bineceğimiz otobüsü bilmediğim için gelen otobüslerden hiçbir şey anlamıyordum. İçimden şarkı söylüyordum ve üniversitede olabilecek şeyleri beynimde canlandırıyordum. Oysaki liseye başladığım gün dün gibiydi. Zaman çok hızlı geçiyordu.
"Gel bakalım." deyince Güzey'in peşinden gittim. Otobüse binince Güzey ikimize de kart bastı ve ileriye doğru ilerledik.
"Benim sana ne kadar vermem gerekiyor?" dedim bana kart bastığı için.
"Saçmalama bence." dedi boş bir yere otururken. Yan tarafında da bir kız vardı. Güzey oturunca kız, Güzey'e doğru döndü ve yerinde dikleşti. İstemsizce gözlerimi devirdim.
"Al işte." dedim Güzey'e ama o beni takmadan önüne bakıyordu.
"Kızım iki liranın lafını yapacak değilim herhalde." dedi. Güzey'in şu an umrunda değildi ama benim gözüm iki de bir yanındaki kıza gidip geliyordu. Sinirli bakıyordum belki de ama kızın umrunda değildim. Kız resmen sevdiceğime odaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galata
Teen Fiction"Kız Kulesi, Galata rivayetini bilir misin?" "Biliyorum." "Kız Kulesi, Galata'ya aşık olur. Kavuşamayacaklarını bile bile uzaktan sever Galata'yı. Vazgeçmek zorunda olduğunun o da farkındadır. Vazgeçer. Galata aşık olur. Kavuşamayacaklarını Kız Kul...