-24-

323 18 48
                                    

Bir beden dersine daha girmiştik. Kızlarla dışarı çıkıp okulun diğer tarafında bulunan merdivenlerin arka tarafına oturduk. Sağımda Su, solumda Ceyda, önümde de İpek oturuyordu. Bir de derse gitmesini istemediğim Güzey vardı tabi.

Daha onu sevdiğimden haberi yoktu. Montunu önümüze bırakıp arkadaşıyla basketbol oynamaya gitti ama o montunu bıraktığı andaki heyecanımı ne ben anlatabilirim ne de siz anlayabilirsiniz işte.

"Şimdi montunun üstünde tepineceksin sonra da kaçacaksın, çırpı bacak!" diyerek yine yapacağını yaptı Su.  Oysaki ne istiyorlardı benim sevdiceğimden, bilemiyordum. Hiç zararı da yoktu.

Bizim kızlar yine kendi aralarında konuşurlarken hala heyecanlı ve mutlu hissediyordum. Biraz sağa doğru gidince görememeye başladım ama onunla aramızda sadece adımlar olduğunu bildikçe mutlu oluyordum.

"Kanka gel istersen yer değiştirelim." dedi Ceyda. O solumda olduğu için Güzey'i görüyordu.

"Olur." dedim ve büyük bir mutlulukla Ceyda'yla yer değiştirdim.

Onu okulda bile zar zor görebilirken nasıl bu kadar aşık olabilmiştim? Gerçekten aklım almıyordu. Çok nadir görüyordum ama ben onu hep görmek istiyordum. Aslında ben onunla aynı ortamda bulunduğumu hissettiğim her an mutluydum. Böyle bir duruma mutlu olacak kadar da aptaldım. Her şeye rağmen seviyordum. Kalbimin atışını çok güzel hissediyordum. Sadece o hissetmiyordu beni. Her şeyi onun yerine de yapıyordum. Sonsuz bir döngüydü bu. O her şeyden habersizken ben her şeyi yapıyordum.

***

Önümde bilgisayarım açıktı. Hafıza kartımdam bilgisayara eski fotoğrafları ve videoları aktarabilmiştim. Bu yüzden canım ne zaman eskilere dönmek istese bilgisayarımı açıyordum. Fotoğraflara bakıp o zamanları kendi kendime anlatıyordum. Böylece eskileri de anabiliyordum.

Videoları sırasıyla geçerken karşıma Arya'yla Su'yun dans ettiği video çıktı. O gün o kadar çok eğlendiğimizi hatırlıyordum ki. Su, Arya'ya her zamanki gibi oryantel öğretmeye çalışıyordu. Sonrasında dans ediyolardı. Belki öncesi de olabilir tabi. Hep beraber şarkılarla delirmiştik o gün. Gerçekten güzel bir gündü.

Videoyu açınca eski hallerimiz duygulandırdı beni. O zamandan bu zamana iki buçuk sene geçmişti. Gerçekten zaman o kadar çok çabuk geçmişti ki geriye anılarımız kalmıştı ama ben gerçekten geride böyle güzel anılar bıraktığım için mutluydum. Bakıp bakıp duygulanıyordum işte.

"Hilal?" diye arkamdan bir ses gelince yerimde sıçradım. Arkama dönünce Güzey'i gördüm. O ne ara gelmişti?

"Sen hangi ara geldin?" dedim.

"Biraz önce de, sen baya dalmışsın. Hem ne izliyordun?" dedi. Elindeki sandalyeyi yanıma koyup oturdu. Sanırım bugün iyi günündeydi.

"Eski videolarımızı." dedim videoya geri dönüp.

"Bu... Yoksa o cadı mı?" dedi ve Su'yu görünce kendi kendine kahkaha atmaya başladı. Özür dilerim Su, yine rezil oldun. Gerçi şimdi Su olsaydı o sarı maymunun neyine rezil olacağım, derdi de neyse.

"İki sene önceden bu video." dedim ve videodan çıkıp fotoğraflara girdim.

"Yine de komik." dedi ve omuz silkti. Bir fotoğraf açtım.

"Ya bu fotoğraf dokuzuncu sınıftan." dedim gülümseyip.

"Onu nasıl anladın?" dedi.

"Onuncu sınıfta benim değiştiğimi hiç anlamamış mıydın?" dedim. Çok fazla değişik olmasa da gözlüklerimi değiştirmiş, saçlarımı da kestirmiştim.

Galata Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin