Gözlerimi çalan alarmla açtım. Yatağımda hiç beklemeden doğruldum. Alarmın çalma sebebinin sınav olduğu aklıma gelince kafamı fayansa vurmamak için zor tuttum. Uykum vardı ve dün ne kadar hazır hissediyorsam kendimi şu an hiç hazır hissetmiyordum. Hatta tekrar yatağıma yatıp güzel uykuma devam etmek istiyordum.
Yatağımdan kalkıp banyoya geçtim. Elimi yüzümü yıkadım. Sonrasında belime baktım. Dünden daha iyi görünüyordu. Şu an krem süremeyeceğim için direk banyodan çıktım ve odama geçtim. Dün dolaptan çıkardığım giysileri giymek için üstümü çıkardım ve çıkardıklarımı giydim. Saçımı at kuyruğu yaptıktan sonra mutfağa geçtim.
Annem kahvaltıyı hazırlamıştı çoktan. Hemen masaya oturdum ve midemin aldığı kadar yemeye başladım. Sabahları kalkar kalkmaz kahvaltı yapmayı hiç sevmezdim. Bir de stresliydim. Midem hiçbir şeyi almayacaktı.
Yiyebildiğim kadar yedim ve babamı beklemeye başladım. Sınav yerine o götürecekti beni. Yanımda kurşun kalemle silgi vardı. İstemezler diye kalemlik bile almamıştım yanıma.
Babam da hazırlanınca yola çıktık. İşte hayatımı belirleyecek olan sınava gidiyordum.
***
Sınavdan çıkar çıkmaz bütün herkesin beni beklediğini gördüm. Güzey bile buradaydı yani. Onun sınava girdiği okulda bu okula yakın bir yerlerde olmalıydı. Yoksa bu kadar erken bitirebileceğini düşünmüyordum.
Yanlarına güzel bir gülümsemeyle gidince hepsi bana döndü.
"Nasıl geçti bakalım?" diye sordu babam. Gülen yüzüme karşılık o da gülüyordu.
"Çok güzeldi." dedim son harfi uzatıp. Kendi kendime gülüp zıpladım.
"Ben yüzünden anladım ama. Aferin benim kızıma." dedi annem. Gerçekten çok stresli girmiştim sınava ama çalışmamın da karşılığını almıştım.
"Güzey'in de güzel geçmiş. Hadi inşallah, güzel okullara gidersiniz." dedi Güzey'in annesi. O an Güzey'e bakınca onun da yere bakarak gülümsediğini gördüm. Ne kadar azar işitsem de onun bu şekilde gülümsemesi bana her şeyi unutturuyordu.
"İnşallah." diye cevapladı annem.
"O zaman bugün rahat rahat geziyoruz." dedi Güzey'in babası. Ne zamandan beri çektiğim sınav stresi de güzel beklediğim sonuçla son bulmuştu. Mutluydum.
"Valla sizin sayenizde ben de gezeceğim." dedi Gökmen. Sadece ben kıkırdayınca herkes bana baktı. Sonrasında herkes güldü. Bence komikti.
Hep beraber arabalara bindik. Nereye gideceğimizi bilmiyordum lakin umrumda da değildi zaten. Ailem, sevdiğim ve onun ailesi yanımdaydı. Eskiden evlendiğimiz zamanları hayal ederdim. Ailelerimizin hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Biz aynıydık da aileler tanışıyordu artık. Bu da onu daha çok görmeme sebep oluyordu. Onu daha çok görmek vazgeçememek demekti işte.
Aklıma birden Çağın gelince otomatik olarak yüzüm asıldı. Dün Güzey'i sevdiğimi söylemiştim ve yüzüme kapatmıştı. Belki dün söylememem gerekiyordu ama kendisi sormuştu. Sormasaydı, söylemezdim. Kim bilir nasıl bir moralle sınava girmiştir? Umarım bu durum sınavını etkilememiştir. Çünkü o gerçekten zeki biri. İyi bir okula gitmesini ve mutlu olmasını isterim. Benimle de arkadaş kalmasını isterim tabiki de. Zeki olduğu kadar iyi biri.
Arabayı alışveriş merkezinin otoparkına park edince indik. Buraya niye geldiğimizi anlamamıştım. Tabi ailelerin tanışmasını sevsem de burada nasıl eğlenecektik?
Hep beraber içeri girdik. İki aile olduğumuz için sürü halinde yürüyorduk. Lisede de böyleydik aslında. Sekiz kız aynı yerlere gidiyorduk devamlı. Sekiz kızın yedisi gözlüklü gibi bir durumda vardı tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galata
Teen Fiction"Kız Kulesi, Galata rivayetini bilir misin?" "Biliyorum." "Kız Kulesi, Galata'ya aşık olur. Kavuşamayacaklarını bile bile uzaktan sever Galata'yı. Vazgeçmek zorunda olduğunun o da farkındadır. Vazgeçer. Galata aşık olur. Kavuşamayacaklarını Kız Kul...