-38-

237 14 31
                                    

Kısa bir bölüm oldu ama Güzey'i boşu boşuna hasta ettim sonra aynı şekilde ben de hasta oldum ahajskldşdş. İyi okumalar...

Yine bir akşam daha gelip çatmışken koltuğa yatmış televizyon izliyordum. Sapığın son attığı mesajdan sonra iki gün daha geçmişti. Bu süre boyunca Boran'dan uzak durmaya çalışsam da hala beynim ikilemdeydi. Beynimin onu seven tarafı, inatla onun suçsuz ve bunların bir tesadüf olduğunu savunurken, beynimin diğer tarafı onu ısrarla sapığım olduğuna ikna etmeye çalışıyordu. Ben ise beynimi dinlemiyor, bu olanı Güzey'e anlatsam mı diye düşünüyordum.

İkili koltuktaki Su'yla Özgür'e baktım. Onlara rahatlıkla anlatabilirdim ama emin değildim. Tekli koltuktaki Güzey'e çevirince gözlerimi ona da anlatabileceğime bir anlık olsun inandım. O an aklıma gelen şeyle birkaç saat sonra hepsine anlatmaya karar verdim. Birkaç saat sonra olmasının sebebi söyleyeceklerimi kafamda tasarlayabilmem için kendime tanıdığım süreydi.

Kapı çalınca hepimiz birbirimize döndük. Akşamın yedisinde kim gelmiş olabilirdi ki? Aklıma gelen kişiyle Su'ya döndüm.

"Ben bakarım." deyip bıkkınlıkla yerinden kalktı. Kapı açıldıktan bir süre sonra geldiler. O sırada ben de koltuktan kalktım.

"Hoşgeldin." dedi Güzey ayağa kalkıp Uraz'la tokalaşırken, ben de Su'ya imalı bakışlarımı gönderdim.

Uraz hepimizle selamlaştıktan sonra Su'yun yanına oturdu. Gerçekten o kadar sene sonra oluşan bu ikilinin tablosuna hayranlıkla bakıyordum. Çünkü Su bu adama o kadar aşıktı ki Uraz'ı görme hikayesini ben bile kaç kez dinlediğimi bilmiyordum.

Özgür onların yanında sıkıştığı için gelip yanıma oturdu.

"Eee nasılsın abi?" dedi Güzey.

"İyiyim. Asıl seni sormalı. En son hastaydın baya." dedi Uraz.

"İyiyim ya. Gittim doktora, şimdi verdiği ilaçları kullanıyorum." dedi Güzey.

"Ben de seni iyi gördüm." dedi Uraz.

O an nedense bizim aramızdaki sessizlik devam ediyordu. Bir nevi bizde Güzey'le Uraz'ı dinliyorduk.

Sessizlik oluşunca tekrar kapı çaldı. Bu sefer gerçekten beklediğimiz biri yoktu. Kim gelmiş olabilirdi ki?

"Ben bakayım." dedi Güzey. Ayağa kalkıp kapıya bakarken Özgür bana döndü. Ben de bilmiyorum anlamında dudağımı büzdüm.

"Aaa karıcım! Bak kimler gelmiş!" diye içeriden Güzey bağırınca aklıma ev sahiplerimiz geldi. Ben onları tamamen unutmuştum. Kızlar da bana endişeyle bakıyorlardı.

"Uraz'a anlatın durumu." dedim ve koşarak Güzey'in yanına gittim.

"Hoşgeldiniz!" dedim. Karşımda Kemal amca ve Ayşe teyze duruyordu. Ayşe teyzenin elindeki tencereyi görünce hemen aldım ve mutfağa götürdüm. O sırada Güzey de onları karşıladı.

Tencereyi tezgaha bıraktıktan sonra ben de içeri geçtim ve Kemal amcayla Ayşe teyzenin ellerini öpüp Güzey'in yanına oturdum. Malum ben Güzey'le evliydim.

"Bu arkadaşınız kim?" dedi Kemal amca Uraz'ı göstererek.

"Ben Uraz. Güzey'in arkadaşıyım." dedi Uraz. Ayşe teyze hepimize gülümseyerek bakarken, Kemal amca başıyla Uraz'ı onayladı.

"Evlilik nasıl gidiyor çocuklar?" dedi Ayşe teyze, Güzey'le bana bakarak.

"İyi gidiyor." dedim Ayşe teyzeye ama utandığım için yanaklarım yanıyordu.

Galata Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin