Saçlarım uçuşurken beynimden bir sürü şey geçiyordu. Saçma, anlamsız, tuhaf olan her şey beynimdeydi sanki. Sadece düşünüyordum ve emin olmak istediğim şeyler vardı. Saçma, anlamsız ya da tuhaf şeyler değil de ben hata yapmak ya da mutsuz olmak istemiyordum. Fiziksel olarak değil de ruhsal olarak gerçekten çok yoruldum. Her şeyi kenara bırakmayı tercih ediyordum. Bu da saçma, anlamsız ve tuhaf şeyler düşünmeme sebep oluyordu. Bir de emin olmak istiyordum. Gerisi teferruattı. Saçma düşüncelerimin de örneği bu sözlerimdi işte. Hiçbir zaman gerisi teferruat olmamıştı.
Düşüncelerimden sıyrılmak için valizimin tutma yerini biraz daha sıktım. Gözlerimi sabitlediğim noktadan çekip bizimkilere döndüm.
"Sen ağlıyor musun?" dedi Su.
"Ah, hayır. Çok rüzgâr estiği zaman gözlerim sulanır." dedim ve yanaklarımdaki yaşları silip gülümsedim.
"Bu durumunu ben bile biliyorum yani, ayıp!" dedi Güzey.
"Sen sus sarı uzaylı!" dedi Su. Bunları dört sene boyu bu şekilde çekeceğimden hala emin değildim.
"Otobüsümüz de geldi." dedi Özgür. Ortamı biraz da olsa yumuşatmaya çalıştığını biliyordum.
Hep beraber otobüsün yanına gittik. İlk önce valizleri verdik. Sonrasında otobüse geçtik. Güzey, Özgür'ü pek fazla tanımadığından, Su'yu da sevmediğinden benim yanıma oturmak istemişti. Kızlar da onlara uyacağını söyleyip yan yana oturacağımız için garip tepkiler vermişlerdi. Oysaki Ankara'ya geçen sefer sadece ikimiz gitmiştik.
Yerlerimize oturunca ben yine cam kenarına oturdum. Kızlar yan tarafımızda oturuyorlardı.
"Kızlar, bu arada biz size haber vermedik. Biz Güzey'le evliyiz." dedim kızlara dönüp.
"Ne?!" dedi Su ilk tepkiyi verip.
"Oha ama!" dedi arkasından Özgür. Neden bu kadar tepki verdiklerini anlamadığım için söylediğim şeyleri kafamda bir kez daha dolaştırdım.
"Yani o anlamda demedim." dedim.
"Basbaya öyle anladık biz." dedi Özgür.
"Ya ben bunu size söylememiş miydim? Ev sahibi bizi evli sanacak işte." dedim.
"Ben hiç öyle bir şey hatırlamıyorum." dedi Su.
"Senin gibi yaşlı bir cadının hatırlamaması gayet doğal." dedi Güzey. Tek saldıran Su değildi.
"Sen çok biliyorsun." deyip dil çıkardı Su.
"Ya bir durun, Hilal anlatsın şu olayı." dedi Özgür haklı olarak.
"Şimdi şöyle ki biz ikimiz Ankara'ya ev bakmaya gitmiştik ya. O gün emlakçı evi gösterirken Güzey yakında evleneceğimizi söyledi ya da evlenmiş de olabiliriz. Her neyse, biz yine üniversitedeyiz ama evlenmişiz. Siz de üniversite okumak için yanımıza gelen arkadaşlarımızsınız." dedim.
"İki dakikada senaryo nasıl kurulur?" dedi Özgür.
"Bütün olay Güzey'in başının altından çıktı." dedim ve omuz silktim.
"Ben evi alabilelim diye yaptım. Şimdi hepimiz bekar olsak evi vermeyebilirler ama içimizden birinin aile kurma düşüncesi onlara daha iyi gelebilir diye düşündüm. Yoksa napıyım ben seni?" dedi Güzey.
Beni mutlu yap Güzey. Senden başka hiçbir dileğim yok.
"Neyse ya hallederiz, sıkıntı yok." deyince Su, başımı salladım ve önüme döndüm. Telefonumu çıkarıp kulaklığımı taktım. Gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galata
Teen Fiction"Kız Kulesi, Galata rivayetini bilir misin?" "Biliyorum." "Kız Kulesi, Galata'ya aşık olur. Kavuşamayacaklarını bile bile uzaktan sever Galata'yı. Vazgeçmek zorunda olduğunun o da farkındadır. Vazgeçer. Galata aşık olur. Kavuşamayacaklarını Kız Kul...