Hayat bir ve üç hecenin arasındadır aslında. Hayat, iki heceli bilinmez bir denklemdir. Bir sınavdır, bir aşktır, bir ailedir. Hayat, herkese göre farklı, herkes için farklıdır. Bu hayatta tek bir Hilal, tek bir Güzey'e aşık olmuştur belki. Bu hayatta birçok insan aynı güne uyanmak istemiyordur aynı zamanda. Herkes için farklı demiştim ya. Benim için de farklılığı vardı işte. Benim için hayat aşktı. Ben bu aşkı kazanamıyordum. Bu yüzden hayatta da kaybetmek zorundaydım. İşte bazen hayatta kaybetmek için Güzey'e ihtiyaç duymuyordum. Başka insanlar geliyordu ve hayatımı mahvetmek için bir kuş misali konuyorlardı. En küçük hayalimi yıkma potansiyeline bile sahiplerdi. Bu canımı acıtıyordu. En çok ben acıyordum.
"Sen onun yanında dur. Çünkü bu hayatta en çok ihtiyaç duyduğu kişi sensin."
"Yanında olacağım. Yanında olmalıyım zaten."
"Hepsi benim yüzümden oldu."
Kulaklarımın içine sesler dolarken seslerin sırasıyla Derin, Güzey ve Utku'ya ait olduğunu anlamıştım. Gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum.
Gözlerimi açtığımda beynime dolan gerçekle gözlerim doldu. O an hıçkırınca hepsinin gözleri bana döndü. Ben resmen tacize uğramıştım. Sonrasında da bayıldığımı hatırlıyordum.
"Hilal iyi misin?" deyip yanıma geldi ve sarıldı Derin. Ben de ona sarılırken sessizce ağlamaya devam ediyordum. Taciz edildiğimden dolayı ağlıyordum lakin en çok ağlama sebebim o adama olan sinirimdendi.
"Ben çok kötü hissediyorum." dedim titrek çıkan sesimle.
"Şşş geçti güzelim." dedi ve sırtımı sıvazladı Derin. Geçse bile o anı ve o anki çaresizliğimi hiç unutmayacaktım. Sadece tecavüze uğramadığım için kendimi rahatlatmaya çalışıyordum ama taciz bile beni fazlasıyla derinden etkilemişti bile.
Derin'den ayrılırken yanaklarımdaki yaşları sildim. Ağladığım için biraz daha rahatlamıştım. İçimde hala korku vardı ama.
"İyi misin?" diye sordu Derin. İyi olmadığımı biliyordu da yine de böyle bırakmak istemiyor gibiydi.
"İşte." dedim ama hala yanaklarıma damlalar süzülüyordu.
"Böyle yapma lütfen." dedi. Başımı salladım ve yanaklarımdaki yaşları sildim.
"İyiyim." dedim çıkarmaya çalıştığım sesimle.
"Hilal bak bizim gitmemiz gerek şimdi. Güzey yanında kalacak. Gece geç olduğu için yarın çıkarırlar sizi. Ben gelirim zaten. Ağlama, lütfen. Benim için ağlama. Biliyorum, çok iğrenç bir şey ama en azından çok kötü bir şey olmadı. Kendine dikkat et, tamam mı?" dedi ve sarıldı tekrardan. Ben de ona sarıldım.
"Tamam, görüşürüz." dedim sessiz çıkan sesimle. Utku da gelip bana sarılınca ona da sarıldım. Güzey'le de vedalaşınca gittiler.
Güzey'in yanımda kalma sebebini biliyordum. Derin eve gitmezse ailesi merak edebilirdi ama ben Güzey'le olduğum için bizimkilere bir şey uydurabilirdik. Hem Güzey'e teşekkür borçluydum. O olmasaydı belki de o kalabalıkta güme gidecek ve gerçekten iğrenç bir şekilde tecavüze uğrayacaktım.
"Güzey?" dedim çıkartmaya çalıştığım sesimle. Bir yandan da burnumu çekiyordum.
"Efendim?" dedi yanıma gelirken. Yatakta kaymamı işaret edince kaydım. O da yanıma oturdu.
"Teşekkür ederim. Yani sen olmasaydın..." dedim. Yaşlar yanaklarıma doğru tekrardan gitmişti.
"Saçmalama. Bir de bunun için teşekkür etme bana. Resmen orada tecavüze uğrayacaktın." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galata
Teen Fiction"Kız Kulesi, Galata rivayetini bilir misin?" "Biliyorum." "Kız Kulesi, Galata'ya aşık olur. Kavuşamayacaklarını bile bile uzaktan sever Galata'yı. Vazgeçmek zorunda olduğunun o da farkındadır. Vazgeçer. Galata aşık olur. Kavuşamayacaklarını Kız Kul...