02/09/2006
Charlie bugün erken çıkmıştı. Hava güzeldi ve William ile vakit geçirmek istemişti. Henüz ona sorma fırsatı olmasa da, gelecek hafta olan Quidditch maçına iki bilet almıştı. Bunu oğluyla değerli bir an yaşamak için mükemmel bir fırsat olarak görmüştü.
Ne olursa olsun, kafasındaki tüm sorulara, tüm karışıklıklara rağmen Charlie kendisini huzurlu hissediyordu. Belki artık her şey yoluna girebilirdi. Bu zamana dek yanında kardeşleri olmasına rağmen, kendisini yalnız ve ailesiz hissetmişti. Ama William onun tüm algılarını yerle bir etmişti. Yalnız değildi, bir oğlu vardı ve düşünebildiği birisi olduğu için mutluydu. Yalnız olmadığını görmek, kendisiyle ilişki kurmaya çalışan, ona ait birisinin olduğunu bilmek yaşadığı tüm karmaşaya değmişti.
Çaldığı kapıyı düşündüğünün aksine William değil, Hannah açmıştı. Charlie'yi gördüğünde ise bir an şaşırsa da, kendisini çabuk toparlamıştı. Çantası omzunda asılıydı ve telaşlı gibi duruyordu. Bir adım geriye çekildikten sonra ona gülümsemişti.
"Sanırım acelen var." Dedi Charlie. Hannah ise utanmış gibi duruyordu.
"William'ı görmeye geldiysen, Victor ile dışarıya çıkmışlardı. Birazdan gelirler ama, geç içeri." Dedi ve Charlie'nin geçmesi için kapının kenarına doğru çekildi. Charlie de ona gülümsemeye çalışarak içeri geçmişti. William neden dışarı çıkmıştı? Sorusunun cevabı koltuğa oturunca gelmişti. Onun hafif tedirgin bir biçimde oturduğunu gören Hannah, William'ın nerede olduğunu merak ettiğini anlamıştı.
"Victor ile Quidditch oynamaya gittiler. Gideli epey oldu, o yüzden gelmeleri yakındır." Dedi. Charlie'nin dikkati dağılmıştı. Şaşkın bir şekilde Hannah'a bakıyordu.
"William... Ouidditch mi oynuyor?" dedi. Bu sorusu Hannah'ı daha da gülümsetmişti.
"Neredeyse doğuştan yetenekli diyebilirim. Victor onunla gurur duyuyor. İleride çok iyi bir arayıcı olabileceğini söylüyor. Phoenix ise William'ın bir Quidditch oyuncusu olmasını istemiyor."
"Neden?"
"Bilirsin, onun için güvenli olmadığını düşünüyor. Neyse benim gitmem lazım. Keyfine bak." Dedi Hannah aceleyle. Ardından hızlı bir şekilde kalkıp salondan çıktı. Charlie ise biran öylece bakındıktan sonra Hannah'ın peşinden gitmeye başlamıştı. Bu evde tek başına ne yapacaktı?
"Hey! Evde tek başıma ne yapacağım?"
"Mesela Phoenix ile konuşabilirsin. O evde. Görüşmek üzere." Dedi ve kapıyı açıp dışarı çıktı.
Charlie bir an yüzüne kapanan kapıya baktıktan sonra sıkkın bir şekilde boş olan salona geri dönmüştü. Boş salona bakarken, Hannah'ın kendisine söylediklerini düşünüyordu. Quidditch'in oğluyla aralarındaki bağı güçlendirebileceğini düşünmekle iyi yapmıştı. Artık William'ın o biletlere sevineceğini biliyordu. Ama bir yanı kızgındı, burkulmuştu. Sanki Quidditch oynamaya William Victor ile değil, kendisiyle gitmeliymiş gibi hissediyordu. Geçiremedikleri, paylaşamadıkları anılarını düşünüyordu ister istemez. Kendisini toparlamaya çalıştığı her dakika daha da batıyormuş gibi hissediyordu. Daha fazla katlanamayacağını hissettiğinde banyoya gitmeye karar vermişti. Hızlı adımlarla yukarı çıktıktan sonra aradığı iki oda sonunda banyoyu bulmuştu. Yüzünü yıkamak ona iyi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka'nın Dönüşü
FanficOlduğu kişiden oldum olası nefret etmişti zaten. Safkanlıklarıyla övünen bir ailenin umursamaz evladı olarak doğmuştu. Hiçbir şekilde onlara ait olmamıştı. Ne görünüşüyle, ne fikirleriyle, ne gittiği okulla, ne de sevdiği insanlarla...