31/05/2006
Phoenix kendisine geldiğinde burnuna keskin bir ilaç kokusu dolmuştu. Yüzünü buruşturmuştu. Bunun tek bir anlamı vardı. Yine kötü olmuş, Victor da onu St. Mungo'ya getirmişti. Hoşnutsuzlukla gözlerini açtığında yanılmadığını anlamıştı. St. Mungo'nun tanıdık yataklarını görünce etrafına bakınmaya devam etti.
"O nasıl?" dediğini duydu kardeşinin. O ne zamandan beri buradaydı? Peki kendisi... Kendisi ne zamandan beri buradaydı? Dışarıdan havanın kararmış olduğunu görebiliyordu. Bir süre sonra Austin'in sesini duymuştu.
"İyi. Uyuyor. Uyandığında eve götürebilirsin." dediğinde genç kız hızla kapıyı açmıştı. Ne o eve ne de kardeşinin evine gitmek istiyordu. Bunu söylemek için ağzını açmıştı ki şaşkınlıkla karşısında ona bakan insanlara baktı. Sadece Draco yoktu. Annesi, Astoria, Victor ve.... Ve Maria vardı. Onun burada ne işi vardı?
"Maria?" diyebilmişti sadece. Sesi fısıltı gibi çıksa da duyulmuştu. Maria ise içinde acı barındıran bir gülümseme ile ona bakıyordu. Daha önce ağlamış olduğu belliydi. Maria'yı görmek Phoenix'in içinde bir şeyleri yıkmıştı. Maria'ya bakarak yanına geldi ve ona sarıldı.
Kendini tutamamıştı.Maria'ya sarılarak ağlıyordu. Herkesin önünde olmasını umursamamıştı. Onu o kadar uzun zamandır görmemişti ki, sanki hayatında hiç yer almamış gibiydi. Oysa yanılmıştı. Arkadaşı hala canlı bir biçimde karşısındaydı. Ona sarılıyordu. Hala bile birbirlerini gördükleri anda tüm bariyerlerini yıkabilmişlerdi.
"Phoenix... Nasıl bana gelmezsin?" diye fısıldamıştı Maria kızın kulağına. Duyduklarına inanamamıştı. Bu zamana kadar ona kızdığı için o kadar pişmandı ki.. En yakın arkadaşına yargısız infaz yapmıştı. Bir an bile düşünmeden.
"Gelemezdim." diye fısıldadı Phoenix de. Kimin anlattığını biliyordu. Ama bunu neden yaptığını bilmiyordu. Yine de o anda sorgulamadı. Bunca yıl sonra arkadaşını yeniden bulmuştu. Nasıl olduğunun bir önemi yoktu.
"Kardeşin de uyandığına göre, artık taburcu olabilir." diyen Austin'in sesiyle ikisi de kendilerine gelmişlerdi. Gülümseyerek birbirlerinden ayrıldılar. Phoenix ise gözlerini kısarak Austin'e bakıyordu.
"Ne zamandır buradayım?"
"Dünden beri. Bilmem söylememe gerek var mı? Ama buraya....."
"Gelmemeliydim.... Ama gelmek zorundaydım." diyerek Austin'in sözünü kesmişti genç kız.
"Bunu daha sonra konuşmamız iyi olacak. Şimdi gidebilirsin." demişti Austin. Phoenix ise gözleriyle Victor'ı arıyordu. Tam bulmuştu ki Draco'nun konuştuğunu duymuştu.
"Gitsek iyi olacak Phoenix."
"Sizinle gelmiyorum." dedi Phoenix buz gibi bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka'nın Dönüşü
FanficOlduğu kişiden oldum olası nefret etmişti zaten. Safkanlıklarıyla övünen bir ailenin umursamaz evladı olarak doğmuştu. Hiçbir şekilde onlara ait olmamıştı. Ne görünüşüyle, ne fikirleriyle, ne gittiği okulla, ne de sevdiği insanlarla...