Yalancı

101 2 0
                                    

01/06/2006

Bakanlıktan çıkmışlardı. Victor önüne çıkan insanlara rağmen yoluna devam etmeye çalışırken, Phoenix'e bakıp onun neler düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Ancak Phoenix'in yüz ifadesinden pek bir şey anlaşılmıyordu. Sadece ciddi olduğu anlaşılıyordu. Kasılmış çenesiyle, boş gözlerle yürümeyi sürdürüyordu. Victor ise Maria'ya bakmıştı. 'Belki  de o bir şeyler anlamıştır.' diye düşünmüştü.

Maria da arkadaşının diğer yanında ilerlerken Victor'dan farklı şeyler düşünmüyordu. Arkadaşının yüzüne ne kadar bakarsa baksın, ne düşündüğünü bir türlü anlamıyordu. Bakanlığa gidişlerini tekrar düşünmeye başlamıştı.

Phoenix bir görevlinin yanına gidip oldukça ciddi bir şekilde dokuz yıl önce kimlerin öldüğünün kayıtlarını sorduğunda odadaki herkes bir an durmuştu. O andan sonra herkes Phoenix'e bir ucube gibi bakmış, o soruyu sorduğu görevli ise bir dakika içinde döneceğini söyleyerek odadan çıkmıştı. İşte o zaman Victor Phoenix'in yanına gelip kulağına doğru eğilmişti.

"Bu şekilde söylemiş olduğuna inanamıyorum. Herkes ucubeymişsin gibi bakıyor." dediğinde Phoenix hafifçe gülümsemiş ve sakin bir şekilde Victor'a dönmüştü.

"Teknik açıdan ben zaten ucubeyim." demişti neşeli bir şekilde. Görevlinin tekrar gelişiyle sohbetleri bölünmüştü. Ardından üçü de Shacklebolt'un yanına gitmişti.

Odadan çıktıklarından beri Phoenix'in yüz ifadesi değişmemişti. İkisiyle de konuşmayı düpedüz reddetmişti. Victor ile Maria ne yapacağını bilemez halde birbirlerine bakmaktan başka bir şey yapamıyorlardı. Aradan geçen yıllar Maria'yı arkadaşına karşı oldukça çekimser hale getirmişti. Çünkü karşısındaki kişi dokuz yıl önce bıraktığı arkadaşı değildi. Bundandı çekimserliği, ne yapacağını bilemezliği. Victor'ın sesini duyunca ona dönmüştü Maria.

"Bence hep beraber yemeğe çıkmalıyız. Neredeyse akşam oluyor." demişti. Victor'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Bu yüzden ona destek olmaya karar vermişti.

"Kesinlikle.  Hep beraber güzel bir yemek yiyelim. Ama önce Çatlak Kazan'a gidip hazırlanmalıyız." 

"Belki de ardından bir tek atabiliriz." demişti Victor gülümseyerek.

"Bilemiyorum. Bu sana pahalıya patlar Victor Krum." demişti Maria gülümseyerek. Victor ise alaycı bir şekilde Maria'ya bakarken bir yandan da umursamazmış gibi başını sallıyordu.

"Bazen ne kadar zengin olduğumu unutuyorsunuz Maria Rigola."

"Ah pardon Krum, bazen ne kadar ukala ve itici olduğunu unutmuşum."

"Hiç de bile....." diye Victor konuşmaya başlamıştı ki ikisi de Phoenix'in sesiyle konuşmalarına bir son vermişlerdi.

"Kovuk'a gideceğim. Sonradan yanınıza gelirim." demişti. Victor kaşlarını çatmış, sinirlenmemek için kendini tutmaya çalışarak arkadaşına bakarken Maria 'Belki de dokuz yıl önceki kızı kaybetmemişimdir.' diye düşünmüştü.  Çünkü Phoenix'in bunu yapacağını biliyordu. Ne olursa olsun ailesi dışında kimseden kaçmamıştı.

"Oraya gidemezsin!" dedi Victor en sonunda. Maria dayanmasının uzun olduğunu düşünmüştü. Victor'ın daha önce konuşmasını bekliyordu.

"Gitmek zorundayım."

"Zorunda değilsin Phoenix. Neden gidiyorsun? Ondan yeniden hakaretler duymak için mi?"

Anka'nın DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin