Beyaz Elbise

99 4 0
                                    


05/09/2006

Kapıyı kardeşi açmıştı. Phoenix'i burada görmeyi hiç beklemiyordu. Aslında Phoenix'i bir daha hiç beklememişti. Ayrılışları iyi olmamıştı ve artık bağlarının tamamen koptuğunu düşünmüştü. Ancak yanılmıştı. Kardeşi her şeye rağmen yanına gelmişti. Her şeye rağmen onu gördüğü için mutlu olmuştu. Draco'yu görünce hafifçe gülümsese de bu kısa sürmüştü.

"İçeri girebilir miyim?" diye sormuştu. Bu Draco'yu geri getirmişti. Toparlandıktan sonra yavaşça kenara çekilip kardeşinin girmesine izin vermişti. Phoenix ise tıpkı bir yabancı gibi içeri girip etrafına bakınarak yürüyordu. Draco da arkasından yürürken, kardeşini buraya getiren şeyin ne olduğunu kendisine soruyordu.

Phoenix salona geçtiğinde annesinin koltukta oturup Astoria ile konuştuğunu görmüştü. Ona bir şeyler anlatsa da gözleri Astoria'nın kucağındaki minik bebekteydi. Gözlerinin içi bile gülüyor gibiydi ve o bebeğe tıpkı Draco'ya baktığı gibi bakıyordu. Bir anda boğazının düğümlendiğini hissetse de belli etmemeye kararlıydı. Başını dikleştirip hafifçe gülümsemeye çalışmıştı.

Annesi ise o anda dönüp Draco'ya kimin geldiğini soracaktı ki, kızının kendisine bakmakta olduğunu görmüştü. Onu son gördüğünde başkası gibiydi ve onu neredeyse öldürecekti. Oysa şimdi sakin bir şekilde karşısına durup annesine bakıyordu. Kızının gergin göründüğünü fark etmişti. Onu buraya ne getirmişti? Scorpius olsaydı daha önce gelirdi. Yine de onu gördüğüne sevinmişti. Sebebini sorgulamak istemiyordu. En azından şimdilik. Şu anda her şey yoluna girmiş gibi görünüyordu.

Phoenix ise annesinin kendisine baktığını fark ettiğinde bakışlarını Astoria'ya çevirmişti. Biraz gergin gözüküyordu. Bu Phoenix'i daha da üzmüştü. Daha yeni anne olan birisinin yanında esip gürleyemezdi. En azından bu konuşma olacaksa, Astoria'dan uzakta olmalıydı. Kendisi yüzünden daha fazla gerilmesini istemiyordu.

"Tebrik ederim Astoria. Üzgünüm, daha önce gelmeliydim." Dedi yumuşak bir şekilde. Bunun üzerine Astoria'nın ifadesi rahatlamıştı. Phoenix'e gülümsediğinde kendisi de rahatlamıştı.

 Phoenix'e gülümsediğinde kendisi de rahatlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Önemli değil. Yeni işin seni zorluyor olmalı. Gelsene." Dedi yanını göstererek. Phoenix de çekingen bir şekilde Astoria'nın diğer yanına oturdu. Bebeğe baktığında içindeki kızgınlık bir saman alevi gibi sönmüştü. Biliyordu, buraya daha önce gelmeliydi. Daha önce gelip yeğeniyle tanışmalıydı, ama cesareti yoktu işte. O kadar masumdu ki... Bir masal kahramanı gibiydi, öyle güzel, öyle temizdi. Onun yanında kendisini nasıl kötü hissedebilirdi ki?

Draco ise kardeşini inceliyordu. Astoria'nın yanına oturduğunda gözleri Scorpius'a kenetlenmişti. Bedeninin rahatladığını görebiliyordu. Kardeşinin hafifçe gülümsediğini ve özlemle oğluna baktığını görmüştü. Bir zamanlar kendi oğluna da böyle bakmıştı. Bu bakışını biliyordu. Kollarını kavuşturup kardeşinin burada oluşunun tadını çıkarmaya karar vermişti.

Anka'nın DönüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin