AH GÖNLÜM! SEN BU AŞKA MEFTUN OLMUŞ BİÇARESİN ARTIK.

2.4K 407 161
                                    

Selamünaleyküm arkadaşlar..
merveaydinnnnnn adlı okuyucumun yazmış olduğu " İMTİHAN (Tek başına değilsin)" adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim..

Her kitap bir şansı hak eder 😉

Keyifli Okumalar 😍😍😍

Kulağıma gelen sesler yüzünden güçlükle gözlerimi araladım. Alnımda biriken ter öbeğini kolumun tersiyle silip mutfaktan gelen sese doğru yürüdüm. Karşılaştığım manzara beni şaşkına uğratmıştı. Saruhan ocağın üstüne koyduğu tencerenin içindekini karıştırıyor, başka bir tencerede pişirmiş olduğu makarnayı süzgeçten geçiriyordu. Arkası dönük olduğu için hâlâ beni fark etmeyen Saruhan’ı şaşkınlıkla izlerken aptal bir sırıtış yüzümde yer etmişti.  Mutfak masasının sandalyesini çekip oturup yüzüme ciddi bir ifade taktım.

“Gittiğini sanıyordum,” dedim, hâlâ kendimi güçsüz hissettiğim için dirseğimi masaya dayayıp başımı geriye doğru yasladım. Varlığımdan haberdarmış gibi yavaşça bana dönüp ciddiyetle yüzüme baktı.

“Gitmedim daha doğrusu gidemedim.”

“Neden?”

“Ben merhametli bir adamım ve sende kötü bir durumdaydın.”

“Hım yani sadece merhametinden dolayı gidemedin öyle mi?”

Elindeki tahta kaşığı tezgahın üstüne koyup yanımdaki sandalyeyi dibime kadar çekerek bana doğru eğildi. Mentollü şekeri anımsatan nefesi yüzüme çarptıkça bir milyon belki de daha fazla karınca vücudumu istila etmiş gibi bedenimi ve ruhumu gıdıklıyordu. Fazla hatta çok fazla yakınımda olmuş olması yetmiyormuş gibi o hep müptelası olduğum çarpık gülüşü yüzünde yer etmişti.
Keyifle ağzını araladı, “Aslında,” dedi ve sözünü tamamlayamadan sustu. Öyle bir bakışı vardı ki gözlerime derinlere hem de en derinlere inip içindekileri dökmek ister gibiydi. Ama o konuşmak yerine susmayı tercih edip sadece anlamlı bir şekilde gözlerime bakmakla yetinmişti. Suskunluğu hayran olduğum gülüşünü de acımasızca soldurup benden aldığında kendini geriye doğru çekip sandalyeden kalkıp pişirdiklerini servis etmeye başladı. Sessizce onu izledim aslında bu sessizlik zihnimde dolaşıyor ve Saruhan ne saklıyor sorusuna bir çözüm arıyordu. Çözüm ondaydı fakat o bunu bana vermeyecek ve sıkıntısının ne olduğundan  bahsetmeyeceğini adım gibi biliyordum. İçimden bir ses benden uzak durmasının da sakladığı sıkıntısından  kaynaklı olduğunu söylüyordu. Zaman. Yine sabırla bu hasretin bir vuslatı olması için bekleyecek ve yine Allah'a bırakacaktım her şeyi.

İşine konsantre olmuş, bana bakmamaya özen göstererek masaya iki kişilik servis yapmıştı. Saruhan’ın mutfağımda yemek yapıp sofrayı kurduğunu düşünmek feci halde zevk veriyordu hayallerime. Ağzına kadar doldurmuş olduğu çorba kasesini dikkatle önüme indirmiş, kendi çorbasını da alarak kaşığını kaseye daldırıp içmeye başlamıştı. Dumanı üstünde tüten çorbadan bir kaşık alıp kısa bir üfleyişin ardından tereddütle ağzıma götürdüm. Bulanan midemi daha kötü etmekten korkarken çorbanın lezzeti beni gülümsetmişti. Akabinde çorbanın sıcak olmasını önemsemeden hızla yemeye başladım. Kasenin dibi görünürken midemi ne kadar aç bıraktığımı anca idrak etmiştim. Allah kimseyi açlıkla sınav etmesin zira oldukça zor bir sınavdı. Aç kaldıkça anlıyordum; Peygamber efendimizin ( sallallahu aleyhi vesselam) neden karnını doyurmadan sofradan kalktığını.

Saruhan önümdeki kaseyi alıp farklı bir sosla harmanlamış makarnayı önüme koydu. Sesimi çıkarmadan makarnadan bir iki kaşık almıştım, bununda lezzeti harikaydı ama bu kadarı kafiydi. Başımı kaldırdığımda yemek yemeği bırakıp tatlı bir gülüşle beni izleyen Saruhan’a takıldı gözlerim. Gözlerimi suçlayamıyordum, zira şuan mutfağımda bulunan en güzel şey oydu.

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ  ~Düzenleniyor~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin