Selamünaleyküm güzel insanlar. Keyifli okumalar canlar... 😍😍😍
"Dünyanın en güzel ritmi; onun, benim için çarpan kalbidir."
Bob Marley.Şu dakikalarda dünyanın en mutlu adamı kim diye sorsalar, tüm gözler bana çevrilirdi. Mutluluğumu tarif edeceğim kelimeler lügatımda yoktu.
"Saruhan çok," sevdiğim kadın tatlı bir tebessümle doğru kelimeyi arar gibi alt dudağını dişlemiş, ardından başını sallamıştı, "mükemmel olmuş, çok yakışıklısın."
Belinay'ın bu tatlı haline küçük bir kahkaha atıp çapkın bir göz attığımda hayranlıkla bana bakmıştı. Akabinde bize yardımcı olmak için yanımızda bekleyen kızın bana baktığını görünce kaşlarını çatıp kötü bakışlarla "sağ olun gerisini biz hallederiz," demişti.
Beni kıskanmasına mutlu oluyordum, ama o asla kıskandığını kabul etmiyordu. Kadın çıkınca baş başa kalmamızı fırsat bilip hâlâ hayranlıkla bana bakan sevdiğimin yanına gidip kollarımı beline dolayıp kendime doğru çekince zeytin karası gözlerini daha çok açmıştı. "Saruhan bırak lütfen, şimdi birisi görecek." Başımı hafifçe sağa sola sallarken "biliyor musun aşkım, senden başka kimse umurumda değil," dedim.
"Harika ama benim umurumda, bizimkiler kapının önünde bizi bekliyorlar hatırlatırım."
"Onlarda umurumda değil. Kime ne karıma sarılıyorum ben," deyip yüzümü yaklaştırıp burnumu burnuna değdirdim. "Saruhan," dedi nazlı bir edayla. "Bir kez daha ismimi söylesene. O kiraz dudaklarından ne güzel dökülüyor ismim." Kısık sesle kıkırdadı. "Delisin sen." Kollarımı biraz daha sıkıp bedenimiz bir bütün olacak şekilde yaklaşınca alnımı alnına değirip, "senin delinim," dedim fısıltıyla.
"Damat bey hazır değil misin daha?"
Kayra'nın sesiyle telaşla kollarımdan kurtulup benden uzaklaşan kadınıma bakarak içten içe Kayra'ya saydırdım. "Gel, Allah'ın cezası hazırım."
Belinay, kırmızı kadifemsi u şeklindeki üç kişinin rahatlıkla oturabileceği büyüklükteki koltuğa otururken içeriye Beyza, Kayra ve Gülfiye girmişti. Almış olduğumuz damatlık ve gelinliğin son provası için beraber gelmiştik. Buradan sonra Belinay'la yaşayacağımız eve gidecek, oradaki eksikleri kontrol edecek ve akabinde düğün davetiyelerimizi seçecektik.
Ağustos ayının ortalarındaydık ve on dört eylülde düğünümüz olacaktı. Düğünümüze haftalar kalmış, Belinay hazırlıklarımızı yetiştiremeyeceğimizden endişe duyuyor, günlerin hızla gelip geçtiğini söylerken o günler bir tek bana geçmek bilmiyor, zaman olduğu yerde durağan kalıyordu.
Bizim dini nikahımızdan bir hafta sonra Kayra ve Beyza'nın nişan yüzükleri takılmış, o günden sonra Osman babamın izni ile eksikliklerimizi tamamlamamızda bize yardımcı olan Beyza'nın yanında Kayra'da bize eşlik ediyordu. Gülfiye ara ara bize katılıyor, bugün ise Belinay'ın gelinliğinin son halini görebilmek için bize eşlik etmişti.
"Evet, damat bey seni dışarıya alalım. Belinay gelinliğini denesin," dedi Gülfiye ciddi bir edayla.
"Haksızlık bu asıl seni gelinlik içinde benim görmem gerekiyor. Sen benim gelinimsin," dedim Belinay'a bakarak.
Belinay son söylediğimle utanırken kızlar ise gülüyorlardı. Kızlara ne dediysem ikna edememiş, gelini düğünden önce görmek uğursuzluk getirir diye beni yan odadaki soyunma kabinine göndermişlerdi. Böyle hurafelere inanmamaları gerektiğini söylesem de fayda vermemiş, biz geleneklere uyuyoruz diyerek Kayra ve beni kapı dışarı etmişlerdi. Kayra telefon görüşmesi yapacağını söyleyip mağazadan çıkınca bende çaresizce soyunma odasına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ~Düzenleniyor~
Espiritual♡AŞK VE MACERA ROMANI.♡ Aşkı yaşamaya, yanmaya, kalbinizi mühürlemeye hazır mısınız? Onların aşklarına sadece sevdikleri değil; gecenin sessizliği, gözyaşlarının ıssızlığı, koca bir kalabalığın içinde kalmış yalnızlık şahit olmuştu. Eğer gözyaşları...