GÜZEL GÜNLER

2.3K 304 199
                                    

Geç gelen bölüm için özür dilerim
. Keyifli okumalar canlarımmm 😊😊😍

    Elimdeki koca kutuyu yere bırakıp üstüne yapıştırılan bantları sertçe koparıp attım. Tufan’ın ne göndermiş olduğunu tahmin edemiyor fakat kutudan iyi bir şey çıkmayacağını da biliyordum. Kutuyu açtığımda gözüme çarpan kâğıdı alıp ayağa kalktım. İkiye katlanmış kâğıdı açıp açmamak arasında kararsız kalsam da, her ne kadar canımın sıkılacağını bilsem de okumaya karar verdim.

“Bu mutlu gününde beni çağırmamış olmana kırıldım doğrusu. Oysaki ben bu mutlu gününde yanında olup nişanlınla da tanışmak isterdim. Ama sorun değil kuzen, yakında o da beni tanıyacak. Sizlere her ne kadar kırgın olsam da bu küskünlüğü uzatmayıp sevgili nişanlın ve sana bir hediye yollamaya karar verdim.”

Mektubun devamını okumadan eğilerek kutudaki katlanıp üst üste konan beyaz örtülerden birisini alıp doğruldum. Beyaz örtünün uçlarından tutup havaya kaldırdığımda bunların birer kefen olduğunu anlamam uzun sürmedi. Hiddetle kefenleri kutunun içine fırlatıp mektubun devamını okudum.

“Hediyemi görünce yüzünün alacağı ifadeyi çok merak ediyorum doğrusu. Köşeye çekilip sessiz kalacağımı düşünmedin umarım. İşlerimi bozmanın hesabını ödeteceğim sana. Ne yazık ki kuzen sevgili nişanlında bundan nasibini alacak. Sakın beni hafife alma Saruhan, gölgen gibi daima ensende olacağım.”

Öfkemin dışarıya yansıyıp kaba bir çığlığa karışmaması için dişlerimi birbirine kenetleyip öcümü elimdeki mektuptan almak istercesine kâğıdı parçalara ayırarak kutuya attım. Kutuyu kucaklayıp siteden çıkarak karşı caddeye geçip çöp konteynırına kutuyu attıktan sonra sertçe kapağını kapattım. Avazım çıktığı kadar, “ cehenneme git Tufan,” diyerek bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Vakit kaybetmeden cebimdeki telefonumu çıkartıp hemen Ömer’i aradım. Ömer telefonuna cevap verene kadar soğuk havayı derin derin içime çekip sakinleşmeye çalıştım, bu güzel günümün içine etmişti yine şerefsiz.

“Hayırdır kardeşim, bir şey mi oldu?” Dedi Ömer tedirgin bir sesle.

“Kusura bakma seni de bu saatte rahatsız ettim ama acil durum.”

“Önemli değil kardeşim, sorun ne?”

Lafı uzatmadan Tufan’ın yaptıklarını ve açıkça ettiği tehditleri anlattığımda Ömer de benim gibi feveran etti.

“Tufan’ın durmaya niyeti yok,” dedi Ömer emin bir şekilde.

“Yaptığımız şantajlar onu yavaşlatacak ama durdurmayacak,” dedim düşünceli bir edayla.

“Merak etme kardeşim, Allah’ın izniyle saçma sapan şeyler yapmasına izin vermeyeceğiz.”

“İnşallah. Ömer senden bir ricam olacak.”

“Rica ne demek kardeşim söyle."

"Tufan, amcama yurt dışına çıkacağını söylemişti. Yurt dışına çıkıp çıkmadığını öğrenebilir misin?”

“Tabii kardeşim benim için çocuk oyuncağı. Öğrenir öğrenmez seni ararım.”

“Sağ ol kardeşim senden haber bekleyeceğim,” deyip telefonu kapattım.

Şüpheci bir tavırla gözlerimi dört açıp etrafıma göz gezdirdim. Yine bizi gözetlemesi için birilerini görevlendirmiş olabilirdi. “Tufan bu ne halt edeceği belli olmaz,” dedim fısıltıyla.

Etrafıma kısa bir göz attım, kimsenin olmadığına kanaat getirince biraz önce yaşadığım can sıkıcı olayı zihnimden uzaklaştırıp yüzüme mütebbessim bir ifade takınıp eve doğru yürüdüm.

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ  ~Düzenleniyor~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin