Selamünaleyküm PEYGAMBER ÇİÇEĞİ AİLESİ. 😊
Finale adım adım yaklaştığımız için yeni bölümleri yazmak zor oluyor. Sizlere duygunun en yoğun olduğu bölümler sunacağım gibi heyecanlı sahnelerde olacak.
Şunu tekrar ifade etmek isterim; Peygamber Çiçeği'nin kurgusunu 3 yıl önce yazmıştım. Kağıda ise yeni döküyorum yani yazıyorum. Başından sonuna kadar nasıl gideceği belli. Ama belki finalde sürprizler olabilir.
Hepinizin ilginize ve alakanıza teşekkür ederim. 😊😊
Bu bölümü sabırsızlıkla bekleyen hatta bekleyemeyen çok sevgili zarif_sevdam21 'e ve
sevgikayaahmed 'e ithaf ediyorum.
Keyifli Okumalar...
"Ayrılık, zaman değil, yol değil; Ayrılık, aramızda bir köprü... Kıldan ince, kılıçtan keskin." (NAZIM HİKMET)
Güneş batarken oluşturduğu kızıllık denizin üstüne dökülmüş, güzelliğine güzellik katmıştı. Deniz oldukça durgun, kırgın ve üzgündü, tıpkı benim gibi. Saruhan'la neşe içinde geldiğimiz bu şehirden o olmadan dönüyordum. Başımı yasladığım camdan çekip arabayı kullanan Kayra'ya, ön koltukta ki Beyza'ya ve yanımda oturmuş ara sıra bana bakan Gülfiye'ye kısa bir bakış attım. Yorgunluktan gözleri şişmiş, asık suratları düşünceli bakışları vardı. Benim yüzümden iki gün boyunca uykusuz kalmışlardı. Benimle uğraşmaktan belki de Saruhan'ın acısını yaşayamamışlardı.Kendimi ruhu çekilmiş içi boş bir beden gibi hissediyordum. Hastaneden çıkıp uçurum kenarına gelene kadar Kayra ve Beyza peşimden gelmiş fakat bana yetişememişler. Bilincim kapanıp maviliğin derinlerine inerken Kayra peşim sıra daha engin bir yerden denize atlayıp beni kurtarmış. Kayra'nın beni karanlık diplerden çekip kurtardığı günden bu yana İki gün geçmişti, iki gün boyunca sakinleştirici iğnelerle beni zapt etmeye çalıştılar . İntihar ettiğimi sanan aileme bir türlü öyle bir şey yapmadığıma inandıramayınca bu konu hakkında bir daha konuşmadım. Yine intihara teşebbüs etmemem için sürekli gözetim altında tutulmuştum.
Yola çıkmazdan önce bizimkilerin isteği üzerine yine sakinleştirici yapmışlardı. Tekrar başımı cama yasladım. Uzuvlarım tepki veremese de içimde kıyametler kopuyordu.
Konya'dan çıktığımda Saruhan yanımdaydı, şimdiyse onsuz dönüyor olmak beni kahrediyordu. Arabanın camını açıp başımı dışarı uzatmak, sessizce bize veda eden gizemli maviliklerden ayrılırken avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum. İçimde fokur fokur kaynayan ateşin sönmesini istiyordum. Ben Saruhan'ı istiyordum. Yine ağlamaya başladığımda kimse başını çevirip bana bakmadı. Yol boyunca sadece ara ara soluklanmak için duruyor, ardından tekrar ağlamaya kaldığım yerden devam ediyordum. Bir süre sonra bitap düşen vücudum ve ilacın etkisiyle uyuyakalmıştım.
3 Hafta sonra
Alacakaranlıkta sadece dolunayın aydınlattığı sokakta nefes nefese koşuyordum. Ara sıra arkamı dönüp bakıyor akabinde hızımı daha da arttırıp koşmaya devam ediyordum. İçimde bir ateş yanıyordu. Sönmesini ve artık canımı yakmamasını istedim, akabinde yağmur yağmaya başladı. Ama ben yine de koşmaya devam ettim.Yüksek bir uçurum kenarına geldiğim de korku dolu gözlerle etrafıma baktım. Bir çıkış kapısı, bu berbat yerden kurtulmak için bir kaçış yolu aradım. Uçurumun ağzındaki yüksek bir kayalığa çıkıp en uca kadar geldim. Başımı hafifçe eğip hırçınca kayalıklara çarpan sert dalgalara baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ~Düzenleniyor~
Espiritual♡AŞK VE MACERA ROMANI.♡ Aşkı yaşamaya, yanmaya, kalbinizi mühürlemeye hazır mısınız? Onların aşklarına sadece sevdikleri değil; gecenin sessizliği, gözyaşlarının ıssızlığı, koca bir kalabalığın içinde kalmış yalnızlık şahit olmuştu. Eğer gözyaşları...