Selamünaleyküm sevgili okurlarım...
Biliyorum bölüm geç geldi ama ciddi anlamda bir yoğunluk yaşıyorum, öyle ki uyumaya bile fırsatım yok. Bunları sizlere anlatarak kafanızı şişirmek istemem. Keyifli okumalar 😍😍😎Ölüm bir son muydu? Elbette değildi; ölümden sonraki hayatı unutmamak gerekirdi. Yalancı dünyadan gideceğimiz ebedi dünya.
Peki, ölümün ayırdığı aşklar? Onlar için bir son muydu ölüm? Hayır, Allah’ın izniyle ahirette buluşacaktı eşler. Her şeyin farkında olsam da onsuz bu yalancı dünyaya katlanmak ıstıraptı bana.
Tufan pis sırıtışı, günahtan nursuzlaşmış yüzü ve acımasızlığı barındıran soluk mavi gözlerdeki tehdit edici bakışlarla son kez beni süzdü ve kulakları tırmalayan kötü bir kahkahanın ardından Belinay’ın başının arkasına dayamış olduğu silahın horozununu çekip tetiğe bastı.
İnsan vücudu en fazla 45 del acıyı kaldırabilirken şuan bu rakamdan daha fazla acı çekiyordum; öyle ki doğum yapan bir annenin çektiği 57 del acıdan bile daha fazla acıyla kıvranıyordu bedenim.
Belinay’ın toprağa düşen naif bedeniyle birlikte acıyla yatağımdan fırladım. Ani kalkmamdan ötürü başımın dönmesini önemsemeden ayağıma dolanan yorganı tekmeleyerek güç bela üstümden atıp ayağa kalktım. Penceremi açıp başımı dışarıya uzatarak ciğerlerimi yakan acıdan kurtulmak için soğuk havayı derin derin içime çektim. Başımı kaldırıp Belinay’ın kapalı olan penceresine baktım. Yüzüm alev alev yanarken ağlama isteğimi geri çevirmeden göz yaşlarımı saldım. Nasıl bir kâbustu bu, aynı anda iki sevdiğimi kaybetmek ne ürkünçtü.
Yavaşça dizimin üstüne çöktüğümde deli gibi çarpan kalbimin eski ritmine girmesini ve nefesimin düzene girmesini bekledim bir kaç dakika, kabus zihnimde tekrar canlanmasına fırsat vermeyip hızla ayağa kalkıp abdest almak için banyoya yöneldim.Dört rekat teheccüd namazı kıldıktan sonra içim rahatlamış, daha rahat nefes alıp vermeye başlamıştım. Sabah ezanının okunmasına henüz iki saat vardı. Tekrar uyumak istemeyip on beş yaşımda kuranı okumayı öğrendiğimde amcamın hediye ettiği kuran-ı kerimi alıp sabah ezanına kadar okudum, okudukça ferahlayıp sükut buldu ruhum ve kalbim.
Sabah kahvaltısında neşeyle gülümseyip sohbet eden aileme tezat düşmüş, keyifsiz ve düşünceliydim. Aklımdan silip atmak istediğim kâbusum, benimle inatlaşırmış gibi daha çok giriyordu zihnime.
“Saruhan nasılsın, çok durgun gördüm seni?”“Gece kabus gördüm, onun etkisinde kaldım galiba amca.”
“Hayırdır inşallah. Dua okusaydın oğlum.”
“Okudum anneciğim merak etme.”
Annemin mutfakta çalan telefonunun sesi daha fazla bir şey sormasına engel olmuştu ki bu da benim işime gelmişti. Annem mutfağa girdiğinde yengem ve amcam başka bir konu hakkında konuşmaya başlamış, Selin ise telefonuyla uğraşırken arada bir ağzının bir kaç lokma atıyordu.
“Neye bakıyorsun Selin?” Dedim kardeşimle sohbet edip zihnimdeki korkunç sahnelerden kurtulmak istedim.
“Yengemi istemeye giderken giyeceğim kıyafeti internetten bakıyorum.”
“Bulabildin mi bari?”
Gülümseyerek telefon ekranına bir kaç kez tıklayıp ardından kısa bir şeyler yazdıktan sonra akıllı telefonunu masanın üstüne bırakıp bana baktı.
“Şuan bir tane buldum, bel ve kol kısmında püskülleri bulunan bordo renkte uzun polar bir elbise.”
“Sipariş etseydin bari güzel kızım, “ dedi yengem, sohbetimiz dikkatini çekmiş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ~Düzenleniyor~
Espiritual♡AŞK VE MACERA ROMANI.♡ Aşkı yaşamaya, yanmaya, kalbinizi mühürlemeye hazır mısınız? Onların aşklarına sadece sevdikleri değil; gecenin sessizliği, gözyaşlarının ıssızlığı, koca bir kalabalığın içinde kalmış yalnızlık şahit olmuştu. Eğer gözyaşları...