İHANET

1.5K 248 116
                                    

Oy verip yorum yapan ilk üç kişiye bir sonraki bölümü onlara ithaf edeceğim. 😍

TUFAN

     Babamın vefatından sonra kâbus görmeden yeni güne gözlerimi açtım. Soğuk bir duşun ardından vakit kaybetmeden Ahmet'i aradım. Şirkete gitmeyi bekleyemeyecek kadar içimde bir kıpırtıyla uyanmıştım. Buna sebep olan kadın hakkında biran önce bilgi almalıydım. Ahmet'in uykulu sesiyle telefon ekranımdaki saatte baktım. Sabahın körü dedikleri vakit bu vakit olsa gerek. Ahmet'e zümrüt gözlünün evini tarif edip orada oturan kadını sordum.

Ahmet zümrüt gözlüyü hemen hatırlayıp onunla ilgili sorduğum sorulara cevap verdi. Zümrüt gözlünün bebeği henüz bir kaç aylıkken kocasını kaybetmişti. Çocuğuyla bir başına hayat mücadelesi veren zümrüt gözlü mahalleye henüz yeni taşınmış olmasına rağmen mahallelinin gönlünde taht kurmuş. Bir önceki evinde kirayı ödeyemediği için ev sahibi onu evden atmış, bu yüzden kirası ucuz olduğu için buradaki iki göz odalı evi tutmuş.

"Beni iyi dinle koçum. İşe gelmezden önce o bayanın evine gideceksin ve bir şekilde iş aradığını duyduğunu söyleyeceksin. Akabinde çalıştığın yerde ona bir iş ayarlayabileceğini söyleyeceksin. Ona şirketin adresini ver, müsait olduğu bir zaman şirkete gelsin. Aman sakın benim adım geçmeyecek. Bunları ben değil sen düşünmüş olacaksın."

"Tamam ağabey, isteğin başım üstüne."

"Konuştuktan sonra arayıp beni bilgilendir. Gelmek istemezse ikna et."

"Peki ağabey."

Telefonumu kapattıktan sonra benim için çalışan adamımı arayıp dün bilgisayarda ismini gördüğüm adamı araştırmasını istedim. Bu adamın ismini daha önce duymuştum ama kim olduğunu tam olarak çıkartamıyordum. Eğer şirketle ilgisi varsa şirketin arşivinden onu bulabilirdim.

Annemin yüzünü bir nebze de olsa güldürebilmek için kahvaltıya katıldım. Masada biraz oyalandım, bu sürede Belinay'la ilgilenerek Saruhan'ı sinir ettim. Öfkeden kudursa da yanlış bir şey yapmadığım için sesini çıkarmadı, fakat öfkeli bakışlarını da üstümden çekmedi. Şirkete gitmek için evden çıktığımda Selim beni aramıştı. Zümrüt gözlünün yarın şirkete geleceğini bildirdi. Telefonu kapatacağım sıra zümrüt gözlünün henüz ismini bilmediğim aklıma geldi.

"Ahmet zümrüt gözlünün ismi ne?"

"Zümrüt gözlü kim ağabey?"

"İş teklifinde bulunduğun genç kadın."

Telefonun ucunda kahkahasını bastırmaya çalışıp boğazını temizledi. "Ablanın gözlerine senin kadar dikkat etmediğim için anlayamadım, kusuruma bakma ağabey."

"Gözlerine bakma da zaten Ahmet," dedim sert çıkan sesimle.

"Emredersin ağabey. Yengenin aman ablanın adı Zümra."

Telefonu kapatıp arabama bindiğimde zümrüt gözlüye isminin ne çok yakıştığını düşündüm. "Zümra," diye fısıldadım. İsminin dudaklarımdan dökülüp kulaklarıma ulaşmasını istedim.

Şirkete gittiğimde ilk iş olarak şirketin kurulduğu zamandan itibaren her şeyi kayıt altına alınan, dosyaların bulunduğu odaya girmek oldu. Raflara dizilmiş dosyalar dışında bir köşeye konulmuş masaüstü bilgisayar yer alıyordu. Dosyalarda istediğimi bulamazsam bilgisayara da bakmayı aklıma yazıp dosyaları incelemeye başladım. Sabah girdiğim bu odadan öğle vaktinden sonra anca çıkabilmiştim. Neyse ki aradığımı bulmuştum, dosyayla birlikte odama girip sekreterime rahatsız edilmek istemediğimi söyledim. Masama oturup dosyayı açtım.

PEYGAMBER ÇİÇEĞİ  ~Düzenleniyor~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin