Sedat Kahraman
Burnuma giren koku ile önce gülümsedim,sonra da usulca göz kapaklarımın birbirinden ayrılmasına izin vererek bir nefes kadar yakınımda ki kıza baktım ve ilk kez kapalı olan göz kapaklarını süsleyen bir kaç tane çil olduğunu far kettim.Tıpkı yüzündekiler gibiydi.Ancak yakından bakıldığın da görünüyordu. Küçücüklerdi ve çok yakışıyorlardı ona.Tıpkı uğur böceğinin kırmızı kabuklarını süsleyen siyah,minik benekler gibi..
Bu düşünce ile bir kez daha gülümsedim ve tekrar onu incelemeye devam ettim.İnsan ne kadar bakmak istemese de bakmaktan kendini alamadığı bir görüntüydü.Belki de bir erkeğin çok fazla yakalayamadığı,ama yakalayınca kolay kolay bırakamayacağı en masum görüntü..
Kızıl saçları bembeyaz yastığı sonbaharda yaprağı turuncuya dönen bir ağaç gibi süslemişti.Kirpikleri öylesine uzundu ki bir yelpaze misali gölgesi tenine düşüyordu.Yan yattığı için dudakları birbirinden ayrılmıştı ve o kadar güzeldi ki aralık olan o dudakları kendi dudaklarım ile kapatmamak için zor sabrediyordum.Tüm bunlar yetmezmiş gibi yastığın altına koyduğu elleri sayesinde iki kolunun arasında sıkışan göğüs dolgunlukları da dikkatimden kaçmamıştı.İşin gerçeği zayıf bir vücudu olmasına rağmen nasıl oluyor da o memeler bu kadar dolgun oluyordu hala anlamış değildim.Gerçi ne kadar kafa patlatsam da anlayacağım bir şey değildi ya neyse..
Derin bir nefes aldım ve düşüncelerimin gittiği yönü beğenmeyerek üstümdeki çarşafı kenara attım ve hazır ola geçmiş bir taraflarımın sızısına aldırmadan banyoya doğru ilerlerdim.Saate bakmaya gerek duymamıştım zira odaya vuran kızıllık erken bir vakit olduğunu bas bas bağırır gibiydi.Banyonun kapısını sessizce kapatıp,üzerimdeki kıyafetleri bir çırpıda çıkardım ve büyük odanın içindeki küvetin altın sarısı su başlığını çevirerek içine oturdum.Gevşemeye ihtiyacım vardı.Çok fazla uyuyamamıştım ve bunun tek suçlusu yanımda yatan kızıl saçlı kadındı.Lanet olsun ki sabaha kadar eli,kolu ,ayağı kısacası tüm uzuvları bedenime ahtapot gibi sarılmıştı.Hele ki kalçasını her kıpırdatışın da,değmemesi gereken her bir noktaya usul usul değişin de uyumak imkansız hale gelmişti.
Yutkundum..Ardın dan bir kez daha yutkundum.Sonrasında da suyun içinde komutanına başkaldırmış asi bir savaşçı dimdik duran erkekliğime bakıp kafamı olumsuz anlamda bir sağa bir sola salladım.Ergen bir çocuk gibi asla elimi kullanmayacaktım.Tamam kabul ediyorum..Ben bir erkektim ve elbet tek gecelik ilişkilerim olmuştu.Bunun için bir sürü hevesli kadın vardı.Şimdiye kadar asla böyle bir şeye gerek duymamıştım lakin onu tanıdıktan,daha doğrusu bir an kendini onu düşünürken bulduktan sonra asla bir kadına gitmemişti,ya da bir kadını koynuna alıp tenine dokunmamıştı.Bu ona göre bir şey değildi.Ona göre her şey kafada bitiyordu.Eğer ki bir adam kafada başka şeyler düşünüyorsa ,bunu uygulamasa bile bu gerçekleşmiş sayılırdı benim gözümde ve ben bu şekilde düşünürken asla aksi bir şey yapmaz,yapamazdım.Şu an da sadece bir kişinin tenin de hüküm sürmek istiyordum.O da içeride tüm masumluğu ile yatan kadındı..Benim kadınım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
General Fiction"Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma.. Köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan.. Öyle kolay değil rüzgarın önüne kapılıp gitmem.. Son ana kadar 'vazgeçmem' yaşamaktan.. Ne fırtınalar koptu benim hayat dallarımda.. Hiç birinde v...